Kazakistan'da yaşanan hadiselere ilişkin değerlendirmelerini SavunmaTR ile paylaşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulvahap Kara; olayların gelişimini ve gelecekteki muhtemel gelişmeleri, Kazakistan özelinde ve uluslararası çerçevede değerlendirdi.
"Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurulmasında Kazakistan'ın başat role sahip olması birçok ülkeyi rahatsız etti"
Kazakistan'da yaşanan olayların anlaşılması için genel bir perspektiften meselelere değinen Prof. Dr. Abdulvahap Kara, iç ve dış faktörlere ilişkin yorumlarını paylaştı aşağıdaki ifadeleri kaydetti:
"Olaylara ilişkin soruşturmalar henüz Kazakistan resmi makamlarında tamamlanmadı. Bu işin arkasında kimler var? Yani yerel güç olarak yakalanan yabancı militanlardan bahsediliyor. Bunların uyrukları nelerdir? Şimdi bu veriler elimizde yok. Dolayısıyla kesin olarak olarların arkasında şu ülke var diyemiyoruz. Fakat Cumhurbaşkanı'nın açıklaması var. Hem iç unsurlar hem de dış unsurlar bu olaylarda vardı. Yani demek ki muhakkak burada dış unsurlar var. Ama bunlar kim olabilir diye sorduğumuz zaman genel olarak üç ülkenin adı aklımıza geliyor; Çin Halk Cumhuriyeti, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya. Bunlar sayılıyor ve sayılırken de gerekçeleri söyleniyor. Ben bu konudaki yorumları, iddiaları okudum. Bunlarda genel olarak olayların arkasında Amerika Birleşik Devletleri'nin Soros Vakfı aracılığıyla olduğu öne sürülüyor. Buradaki hedef nedir? şeklindeki sorunun cevabı olarak da Amerikan-Çin arasında yaşanan rekabet gösteriliyor.
Biliyorsunuz Çin Halk Cumhuriyeti'nin en büyük projesi Bir Kuşak Bir Yol Projesi. Çin Halk Cumhuriyeti'nin batıdaki sınırı Doğu Türkistan’dan Avrupa’ya doğru Kazakistan'dan sınırlarından çıkış yapıyor. Kazakistan buranın başlangıcı. Dolayısıyla Kazakistan'ın istikrarsızlaştırılması, Çin'in bu küresel projesini baltalamak anlamına geliyor. Peki, diğer ülke Rusya Kazakistan’ı karıştırdıysa, neden yaptı? sorusuna da temel olarak Kazakistan'ın son dönemlerde Türk dünyasındaki işbirliği projelerinde ön planda rol alması, Kril alfabesinden Latin harflerine geçmesi vs. gösteriliyor. Bilindiği gibi, 12 Kasım'da Türk Devletleri Teşkilatı kuruldu. Burada öncü rolü yine Kazakistan’ın oynadığını biliyoruz. Tabii ki Rusya bundan rahatsız. Daha pek çok ülke bundan rahatsız. Çünkü bu oluşum Türk dünyasını bir bölgesel ve hatta küresel güç olarak ön plana çıkardığı muhakkak. Çünkü daha önce dünyada güç olarak Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Rusya gibi üç büyük güçten söz edilirken şimdi buna bir dördüncü güç, yani Türk dünyası eklenmiş oldu. Çünkü Türk dünyası sahip olduğu konumu, özellikle coğrafi olarak çok stratejik bir mevkidedir. Aynı zamanda Türk Dünyası coğrafyası, petrol, doğal gaz, uranyum açısından çok zengin bir bölgedir. Ulaşım işlevi açısından Batı ile Doğu arasında en kısa ve güvenilir güzergahtır. İşte bunlar birleştiği zaman büyük bir güç haline geliyor. Bunun da Rusya'yı rahatsız etmesi pek mümkün.
Sovyet mirasını maddi ve manevi sahiplenen Rusya eski Sovyet hakimiyeti altındaki bölgeleri kendi arka bahçesi olarak görüyor. Yani bu ülkelerin sadece kendisiyle yakın ilişkili olmasını, başka ülkelerle yakınlaşmasını arzu etmiyor. Ama onlar bağımsız ülkeler olduğu için Moskova artık bu gerçeği kabullenmek zorundadır. Dolayısıyla burada 'Kazakistan'ın Türk dünyasıyla iş birliğini geliştirmesi, özellikle Türkiye'yle çok yakınlaşması Rusya'yı rahatsız etti. Bu sebeple Kazakistan'ı istikrarsızlaştırmaya yöneldi' şeklinde bir yorum getiriliyor."
"Çin, Kazakistan olaylarında rol oynamadı"
Çin'in Kazakistan olaylarındaki muhtemel etkisini değerlendiren Kara, "Çin Halk Cumhuriyeti'ne gelirsek Çin'in bence burada rol alma ihtimali yok. Çünkü çıkarları uyuşmuyor. Çünkü demin bahsettiğimiz bir kuşak bir yol projesini Kazakistan yönetimi destekliyor. Şu anda bu proje Çin'le uyumlu çalışıyor. Şimdi böyle uyumlu giden bir ülkeyi Çin niye istikrarsızlaştırsın? Ayrıca Çin bugünkü politikalarında bir ülkeye müdahil olmak istediğinde kargaşa çıkarmak gibi bir yöntem kullanmıyor. Çin daha çok finansal argümanlar kullanıyor. Özellikle yönlendirmek istediği ülkeye yüksek miktarda borç veriyor. Borcu ödeyemeyince onu yönlendirme için bir araç olarak kullanılıyor. Dolayısıyla bu oyunda Çin yoktu diyebiliriz.
Burada demek ki Amerika Birleşik Devletleri ile Rusya gibi ülkelerden söz edebiliriz. Ama burada Rusya'nın da biraz bu plandan uzak olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü KGAÖ örgütü burada hızlı hareket etti. Buradaki isyanın bastırılması, huzurun sağlanması yolunda hızlı hareket etmesi onun istikrarsızlık peşinde olmadığına bir işaret olarak görülebilir. Ama daha önce dediğimiz gibi henüz elimizde somut veriler yok. Şimdi buradaki unsurlar, yani olaya müdahil olan iç ve dış unsurlar olayla ilgisi olduğu için tutuklananların niteliklerine bakılarak daha net bir yorumlara gidebileceğiz. Ama şu an için net bir yorum yapmak mümkün değil ancak varsayımları değerlendiriyoruz." şeklinde konuştu.
"Kazak halkının sağduyulu davranması büyük oyunu bozdu"
Kazakistan olaylarındaki iç unsurlara değinen Kara, Kazakistan halkının farkındalığının olaylardaki rolünü anlattı ve "Bölgeye baktığımız zaman tüm eski Sovyet cumhuriyetlerinin benzer problemleri var. Ne var? Çok yaygın rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma, devletin mülkleri üzerinden aşırı zenginleşme var. Böyle aşırı zengin olanlara oligark deniyor. Oligarklar hatta devlette ve siyasette söz sahibi de olabiliyorlar. Buna benzer bir yapılanma Kazakistan'da da görülüyor. Mesela olayların çıktığı bölgeye bakalım. Cana özen, (yeni nehir demek) bölgesi, petrol havzası. Yani bölge halkının dünyanın en müreffeh halk olması gerekirken, geçimini zor temin eden insanların olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunlar sizin de bildiğiniz gibi 2 Ocakta bir doğal gaz zammı sebebiyle protestolara başlıyorlar. Bir dış gücün herhangi bir devleti karıştırabilmesi için orada huzursuzluk olması lazım. Bir ülkede huzur varsa, adalet varsa, halk hayattan memnunsa hiçbir güç veya ülke oraya karıştıramaz. Hiçbir güç halkı iktidara karşı isyana teşvik edemez, harekete geçiremez. Bu neye benziyor? Hani bir evde doğal gaz kaçağı varsa, bir kıvılcım çaksa bile ne olur? Patlama olur ve yangın çıkar değil mi? Ama orada gaz kaçağı yoksa, değil kıvılcım, ateş yaksan bile hiçbir şey olmaz. Şimdi onun gibi, bir ülkede adaletsizlik varsa, gelir uçurumu varsa, birileri haksız bir şekilde büyük kazançlar sağlıyorsa ama diğerleri bir şekilde çok alt seviyede yaşıyorsa, o zaman o ülkede gaz kaçağı olup patlamaya hazır bir ev gibi büyük bir sorun vardır.
Günümüzde bu sosyal medya halkın nabzını ölçmede önemli bir araç olarak kullanmaya müsaittir. Yani bizim bastığımız, basmadığımız “beğen" veya “like”lar üzerinden, bu ülkedeki insanlar neye kızgın? Neden rahatsız? Nelere sert tepki verebilir? Tespit edebiliyorlar. Buna imkan veren bilgiye “Big data” deniyor. Bu bilgi günümüzde çok değerlidir. Buradan bu sebeple büyük paralar kazanıyorlar. Ama bunun dışında bu teknolojiyi kontrol eden ülkelerin kurumları buradan o halkın mizacını da öğrenir. Dolayısıyla bunları aynı zamanda sosyal medyadan belli içerikleri sık sık halka göstererek onları isyana da teşvik edebilir. Fakat, Kazakistan'da daha ileriye gidilmiş. Resmi açıklamalara göre göstericilerin arasına örgütlü ve eğitimli silahlı güçler sokulmuş. Sayın Cumhurbaşkanı Tokayev'in bahsettiği iç unsur dediği bu. Yani bunun uzantıları sadece bireyler bazında değil, siyasi kurumlar bazında da var. Kazakistan Milli Güvenlik Komitesi, veya Milli İstihbarat Teşkilatı olarak da adlandırabileceğimiz kurumun başkanı tutuklandı. Bu işte parmağı olduğu düşünülüyor. Yani düşünün, ülkenin en baş güvenlik örgütünün başı bu işleri organize ediyor. Yani halkın bu masum başlayan isteklerini ülke çapına yayarak isyan çıkarılıyor. Bu bir yerde bir kalkışma, bir darbe teşebbüsüdür. Yani iktidarın el değiştirmesi isteniyor. Dolayısıyla burada çok büyük bir oyun döndüğünü söyleyebiliriz. Fakat bu oyunu Kazak halkının sağduyulu davranması bozdu. Çünkü Kazaklar Orta Asya'nın en eğitimli halklarından birisidir. Masum talepler ile başlayan olaylar bir anda siyasi boyut kazanarak yağma, talan, gaspa ve hatta adam öldürmeye döndü. Halk, o zaman oyunu fark etti; 'Bizim vandalizm gibi bir amacımız yoktu. Biz havaalanına saldırmak niyetinde değildik. Biz sadece hükümetimize bu zamların haksız olduğunu, imkanlarımızı aştığını göstermek için taleplerimizi iletmek için buradayız, yoksa yağmalama, yangın, yakıp yıkma bizim işimiz değil’ diyerek birbirlerini uyarmaya başladılar. Bu uyarılarını sosyal medyadan paylaşmaya da başladılar; 'Aman oyuna geliyoruz, biz başka uçlara çekiliyoruz, evlere dönelim' şeklinde yazılar yazdılar. Aydınlar da aynı şekilde halkı uyardı. Bu da hemen etkisini gösterdi ve olaylar yarışmaya başladı.
"Rusya Türk dünyasının karşısına alamaz"
Kara, Rusya'nın Türk dünyasını karşısına almak istemeyeceğinin gerekçelerinden bahsetti ve KGAÖ aracılığıyla gelen barış gücünün olayların yatışmasındaki etkisini aktardı:
"KGAÖ örgütü geldi ama onlara halkın oyunu fark etmesiyle fazla iş düşmedi ve askerler çekilmeye başladı. Ve çekilme 19 ocak itibarıyla tamamlandı. Kazak halkının yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanı Tokayev'in kararlı, soğukkanlı tutumu da bu oyunu bozdu. Üçüncü faktör olarak Türk devletleri teşkilatı da bozdu diyebilir. Çünkü biliyorsunuz dönem başkanı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Recep Tayyip Erdoğan diğer üye devletlerle görüşerek hemen Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev'in yanındayız mesajını tüm dünyaya verdiler. "Her türlü yardıma hazırız, biz sizin yanınızdayız." dediler. Bu mesaj tüm dünyaya yani Kazakistan'ın yalnız olmadığının mesajıydı. Bu aynı zamanda Rusya'ya da bir mesajdır. “Siz o askerleri getirdiniz, görevinizdir ama görev bitince lütfen geri çekilin” demektir. Ama maalesef bu olayların başlangıcı Türkiye'de çok yanlış yorumlar yapıldı. Işte 'Rus ordusu geldi, o girdiği yerden çıkmaz. Kırım'a girdi çıkmadı’ gibi yorumlar yapıldı. Ama bunlar askerlerin çekilmesiyle yanlış çıktı. Çünkü bana kalırsa Rusya'nın başından böyle bir niyeti yoktu. Niçin? Çünkü Rusya'nın birçok bölgesel anlaşmazlıkları var, problemleri var. Işte NATO'yla problem bu. Amerika Birleşik Devletleri problemi var. Çin ile var. Ukrayna ile var, Kırım'la var. Tüm bunların üstüne Rusya Türk dünyasıyla da problemli olmak istemez. Doğru da bir politika olmaz. Dolayısıyla Rusya'nın bugün Türk dünyasıyla gerginliğe değil dostluğa ihtiyacı vardır. Aynı şekilde Türk dünyasının da Rusya'nın dostluğuna ihtiyacı vardır. Bugün Türkiye'nin de bölgesel sorunları var; Suriye'de var, Akdeniz'de var, İşte Amerika'yla sorunlarımız var. Dolayısıyla bizim bunların üzerine bir de Rusya'yla bir gerginlik yaşamamız mantıklı olmaz. Ayrıca karşılıklı önemle oradan ticaretimiz var. Dolayısıyla hem Türkiye'nin hem Kazakistan diğer Türk cumhuriyetlerinin Rusya'yla iyi ilişkiler içinde olması bugünkü uluslararası konjonktür gereğidir."
"Kazakistan'da bütün vatandaşlar eşittir, cüzler arası ayrım olmaz"
Kazakistan halkının yapısına ilişkin yanlış anlaşılmalara dikkat çeken Abdulvahap Kara, "Basında şeyde bunu yanlış yorumluyorlar. Elbette cüzler, boylar arasında farklı alanlarda çekişmeler vardır. Türkiye’de mesela şehirler arasında hemşehricilik üzerinden çekişmeler olabiliyor. Ama bazı yorumcular bu olayları boylar ve cüzler arasındaki bir çekişme gibi gördü. Hatta, Nazarbayev’in mensup olduğu Ulu Cüz’leri ülkenin birinci sınıfı vatandaşları şeklinde nitelendirdiler. Oysa ülkede böyle bir sınıfsal bölünme yoktur. Bu son olaylarda herhangi bir cüzsel ve kabilesel bir çekişmeden hiç söz edemeyiz. Çünkü buradaki mesele enflasyon, yani hayat pahalılığı ve geçim darlığıdır. Yani bugün Türkiye'de bir hayat pahalılığı olduğu zaman bunlar sadece Antalyalı mı zarar görüyor diğer bölgeler hiç zarar görmüyor mu? Dolayısıyla cüzler arası çatışma bu olayda yoktur." dedi.
"Kazakistan'da yoksul insanın kalmaması lazım"
Bütün bu olaylar yaşanmışken ileride neler olacağına yönelik değerlendirmelerini paylaşan Kara, basındaki birtakım yanlış anlaşılmalara da değinerek şu ifadeleri kullandı:
"Şu anda kimse ülkenin geleceği hakkında ne olumlu, ne olumsuz bir şey söyleyemez. Çünkü verilere, yani gelişmelere göre konuşmamız lazım. Şimdi hükümet tayin edildi. Alihan Smailov, genç ve ekonomi alanında çok tecrübeli bir politikacı. Daha önce de başbakanlık yardımcılığı yapmış. Halk kendilerini yoksullaştıran yolsuzluk ve rüşvet gibi olumsuzlukların önüne geçilmesini istiyor. Bunun için Nazarbayev döneminde görev yapan bakanlar ve diğer yetkililerin yerine temiz ve dürüst yeni isimlerin tayin edilmesi yönünde talepler koyuyor. Buna benzer görüşler sosyal medyadan gazetecilerin, uzmanların, yazılarında da görülüyor. Özetle Kazak toplumu yeni bir dönem başlangıcı olmasını arzu ediyor. Zaten Cumhurbaşkanı Tokayev de 11 Ocak'ta olaylar hakkında bilgi verdiği meclis konuşmasında buna işaret ederek 'Kazakistan'da yeni bir kalkınma dönemi başlıyor. Bu dönem yeniden doğuşumuz olacak' anlamında sözler söyledi. Bu sözlerden ben şunu anlıyorum; çok büyük reformlar gelecek. Yönetimdeki yanlışlar ve hatalar bir daha tekrarlanmayacak. Teoride, sözde bu söyleniyor ama pratikte nasıl uygulanacak? Bazen Her şey iktidarın elinde değildir. Ülkenin ve uluslararası dinamikler hükümetin bu hususta attığı adımlarda bazı görünmez engeller çıkarabilir. Mesela ülkede 30 yıllık bağımsızlık döneminde güç kazanan odaklar temiz toplum yolundaki reformlara ayak direyebilirler. Çünkü o elde ettikleri kazanımları kaybetmek istemeyeceklerdir. Yani bu reformlar için açıktan ya da gizli harekete geçen bir takım güçler mutlaka olacaktır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’i çok zor bir dönem bekliyor. Bizim temennimiz Kazakistan'ın tüm zorlukların üstesinden gelmesidir. Bunu başaracak güce ve potansiyele de sahiptir. Çünkü Kazakistan yerüstü ve yeraltı birçok zengin kaynaklara ve eğitim seviyesi yüksek bir topluma sahip bir ülkedir. İşte bunlar eğer verimli bir şekilde kullanıldığı zaman Kazakistan'da bir yeniden doğuş yaşanabilir."
"Barış gücü askerleri yalnızca psikolojik üstünlük sağladı"
Barış gücü askerilerinin sağladığı psikolojik üstünlükten bahseden Kara, "Türkiye’de bazı yorumlar yapılarak niçin Rus askerleri çağrıldı, Kazakistan’ın kendi milli ordusu nerede diye yazıldı. Daha sonra yaptığı bir konuşmada Cumhurbaşkanı Tokayev, “KGAÖ barış gücünün gelişi psikolojik bir üstünlük sağladı” ülkeye dedi. Çünkü resmi açıklamalara göre, bu olaylara iç unsurlar da dahil oldu. Bunların içinde Kazak milli ordusu da olabilirdi. Böyle bir acı tecrübeyi Türkiye yaşadı. Kendi ordumuz Milli Meclis’e bomba attı. Yani günümüzde bir ülkenin kendi milli ordusunun ülkesinin aleyhine hareket etmesi pek mümkündür. Bu sebeple Tokayev KGAÖ barış gücünü çağırmıştır.” ifadelerini kullandı