Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) raporlarında, dünya genelinde 15-64 yaş arası her 20 kişiden birisine denk gelen 250 milyonu aşkın insanın, hayatlarında en bir kez uyuşturucu kullandığı aktarılıyor. 2017 verilerine göre, uyuşturucu ticareti, tek başına uluslararası ticaretin yüzde 8’ini oluşturmaktadır. İnsanlığı zehirleyen bu maddenin dünyadaki en büyük tedarik merkezi ise Afganistan. Farklı kurumlarca yapılan araştırmalara göre, dünya afyon üretimi yüzde 85-95 arası bir oranda Afganistan’da gerçekleşiyor. Ülkede uyuşturucuya bağımlı nüfus sayısı 3 milyona ulaşmış durumda. Bugün Taliban başta olmak üzere ülkedeki farklı şebekeler, eylemlerinin finansmanını bu yollarla elde ediyor. Afganistan’dan genellikle terör grupları aracılığıyla çıkartılan ve büyük bir kısmı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınan afyonun yolculuğunda, PKK/KCK terör örgütlerinin de lojistik desteği sağladığı biliniyor. Emniyet Genel Müdürlüğü, bu terörist organizasyonların, sadece Afganistan’dan Avrupa’ya giden eroinden yıllık elde ettiği gelirin toplamda 500 milyon doları aştığını tahmin etmektedir.

Afganistan’da Afyon ekonomisi

Hemen her ülkenin tutunduğu birincil bir gelir kapısı mevcuttur. Maldivler’de turizm, Amerika’da teknoloji ve finans, Suudi Arabistan’da petrol, Rusya’da doğalgaz ekonominin ana yüklenicisi konumundadır. Afganistan’da ise ekonominin dayanak noktasını uyuşturucu oluşturuyor. Afganistan’ın istikrarsız ortamı, kamu otoritelerinin zayıflığı, savaş lordlarının hakimiyeti gibi nedenler; ülkedeki uyuşturucu ekonomisinin hem sebebi hem sonucudur. Bugün gelinen noktada Afgan eroininin etkileri, bir iç sorundan ziyade uluslararası bir meseledir. Zira Türkiye, ABD, AB ve Rusya’da tüketilen uyuşturucunun en büyük kaynağı Afganistan’dır. 

BBC’nin aktardığına göre, Nisan ayının ilk üç haftası afyon için hasat zamanı. Bu dönemde Afganistan’da adeta birlik sağlanıyor. Hemen her meslek grubundan insan, gündelik işlerini bırakarak haşhaş tarlalarına koşuyor. Tıpkı altın madenlerinde olduğu gibi hiçbir şey israf edilmeden toplama işlemi gerçekleştiriliyor. Hasatın sona ermesiyle birlikte iç piyasaya bir hareket geliyor. Kısa süreli refah döneminde temel ihtiyaçlar gideriliyor. Ardından yoksulluk yeniden Afgan hanelerine çöküyor. Bir sonraki hasat döneminde kazanılacak paralar ve alınacak ürünler, “yılın geri kalanında umut ışığı” olarak görülüyor. 

Hükümetin bu duruma müdahil olup haşhaş tarlalarını yok etmesi ise zannedildiğinin aksine olumsuz sonuçlar veriyor. Afganistan uzmanı Vanda Felbab-Brown, alternatif sunmadan haşhaş ekimini insanların elinden almanın "çaresiz çiftçileri Taliban ordusuna itmekten” başka bir sonuç oluşturmadığını belirtiyor.

Bu sebepledir ki Afganistan'da afyon üretimi, yabancı güçlerin ülkeyi işgal etmesiyle azalmamış aksine artmıştır. Özellikle 2017 yılında üretimin rekor seviyeye çıkmış olması ABD ve NATO güçlerinin bu duruma göz yumduğunu hatta pastadan pay aldığı tezlerini güçlendirir.

Yukarıdaki veriler ışığında uyuşturucu  ticaretinden mesul tutulacak tek bir grup olmadığı çıkarımını yapmak mümkün. Afganistan'ın kemikleşmiş istikrarsız ortamı ve kitlelerin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz uyuşturucunun olağan bir ticari alan olarak görülmesine neden olur. 

Balkan Rotası 

Afganistan’da hasat edilen afyonun yüzde 80’i aşkın bir kısmı ‘’Balkan Rotası’’ adı verilen bir güzergah üzerinden Avrupa’ya ulaştırılıyor. Uyuşturucunun Afganistan’ın ardından vardığı ilk nokta İran oluyor. Afgan eroini içinden geçtiği ülkelerin tamamında ciddi bir kayıt dışı ekonomi oluştururken bu ülkelerde, halk nezdindeki bağımlılık oranında da artırıcı bir etken olarak kendini gösteriyor. Bu bağlamda İran’da kullanıcı sayısının 2 milyona ulaştığı tahmin ediliyor.

İran’ın ardından işlenmiş afyonun Avrupa yolculuğundaki en önemli geçiş noktası ise Türkiye. Afganistan’dan Avrupa’ya giden eroinin yüzde 80’i, Van’daki İran sınırı üzerinden Türkiye’ye sokuluyor. Eroin ‘’sırtçılık’’ diye bilinen geleneksel metotlarla taşınıyor. Öyle ki Narkotik birimlerinin aktardığına göre, İran’dan sırtına eroin yüklenen bir hayvan yola öylesine aşinadır ki yanında herhangi bir kimse olmadan Türkiye’ye malları getirebilir. Bu durum Türkiye’nin uyuşturucu ile olan mücadelesini zorlaştıran temel faktörlerden biridir. 

Türk polisinden kaçırılabilen Afgan eroinin nihai noktası ise Avrupa ülkeleri oluyor. Avrupa’da eroinden ölen insan sayısı yıllar içinde bir artış gösteriyor. Özellikle Afganistan’da eroin üretiminin zirve yaptığı 2017 yılında piyasada malın bollaşmasıyla beraber çerez parasına uyuşturucu elde edilebilir hale geldi. Afgan eroininin olumsuz etkilerini gidermek için ise milyarlarca dolar para dökülmek zorunda kalınıyor. Bağımlıların tespit, tedavi ve rehabilite işlemleri için ayrılan rakam gün geçtikçe artıyor.

Taliban’ın ana gelir kapısı

Afganistan’da birçok resmi ve gayriresmi örgüt gibi Taliban’ın da birincil gelir kaynağını uyuşturucu oluşturuyor. Ülkeden yabancı güçlerin ayrılmasıyla beraber iktidara yürüyen militan Taliban mensupları, toplam gelirlerinin yüzde 40 ila 60’ını narkotik ürün ticaretinden elde ediyor.

Taliban saha faaliyetlerini sürdürülebilir kılmak için uyuşturucuyu birincil araç olarak görüyor. Bu bağlamda ABD’ye bağlı Afganistan’ın Yeniden İnşası Özel Başmüfettişliği (SIGAR) tarafından yayınlanan raporda, BM verilerine de atıfta bulunularak 2018 Haziran ile 2019 Haziran arasında geçen bir yıllık periyot içinde Taliban’ın, uyuşturucu trafiğinden 400 milyon dolar kazanç sağladığı belirtildi. SIGAR’a göre Taliban artık uyuşturucu üretiminin tüm detaylarına sahip ve kapsamlı bir kontrol mekanizmasını oluşturmuş durumda ve bu nedenlerden dolayı Taliban, raporlananlardan çok daha fazla narkotik gelirine sahip oluyor.

Taliban kanadı bu iddiaları her ne kadar reddetse de BM ve çeşitli bağımsız kuruluşların araştırmaları, Afganistan’da bulunan hemen her grubun uyuşturucuyu en kolay kazanç kapısı olarak gördüğünü ve hükümetin de bu konuda ciddi bir mücadele başlatmadığını ortaya koyuyor.

Bilgisayarlar insan gibi görüp algılayabilir mi? Bilgisayarlar insan gibi görüp algılayabilir mi?