Yeni nesil blok zinciri ve geleneksel blok zincirin farklarını SavunmaTR mikrofonlarına anlatan Blocco360 Kurucusu Ömer Göksoy, projelerini geliştirirken veriyi anonimleştirmek istediklerini söyledi.
“Geleneksel blok zincirinin algoritmaları yeni algoritmalar değil”
Blok zincirinin çıkış anlamının aslında sadece konvansiyonel bilinen banka ve para sistemine karşı dijital bir para çıkartmak olduğunu söyleyen Blocco360 Kurucusu Ömer Göksoy:
“Zaten bu yapı da onun için oluşturuldu fakat geleneksek blok zincirinde şöyle bir mantık vardı, kişileri anonimleştirme ve kurumlardan bağımsız para transferi ve servet kontrolüydü. Amaç buydu ve bu amaç doğrultusunda bir yapı oluşturuldu ve bu aslında üzerinde kullanılan teknolojilere ve algoritmalara baktığınız zaman bunlar yeni algoritmalar değil.
Örneğin, hash algoritmasında kullanılan Merkle tree 1970’lerde bulunmuş bir algoritma, elliptic curve algoritması yani şifrelemede kullanılan nitekim eski bir algoritma haliyle bunların hepsini doğru bir şekilde birleştirerek organize bir şekilde çalışmalarını ve bir yapı oluşturmak üzere aslında mimarileştirilmiş bir algoritma. En temel haliyle şu; bir defter var, bir para sahibi var ve bu para sahibinin bir yerden bir başka kişiye bu parayı gönderirken herhangi bir otorite ve noktadan bağımsız olarak para transferini yapabilmesi bunun için de sistemin içerisine 'minor' denilen bazı denetleme mekanizmaları en basit haliyle var, temel haliyle blok zinciri aslında bu.” ifadelerini kullandı.
“Brute forcela çok rahat bir veri tabanına girebilir ve verileri görebilirsiniz”
Projelerini geliştirirken veriyi anonimleştirmek istediklerini söyleyen Göksoy:
“Verinin anonimleştirilmesini de şöyle anlatalım; tüm veriler veri tabanının içerisinde açık bir şekilde kaydedilir, şifrelerseniz bir tane şifreniz kaydolur tüm veriyi kontrol etmek için, veri tabanına giriş için de bir tane şifreniz olur. Saldırı yöntemlerinden bir tanesi brute force'dur yani deneme yanılma. İşlemci gücünün artması, internetin hızlanmasıyla birlikte aslında brute forcel'a çok rahat bir veri tabanına girebilir ve verileri görebilirsiniz. Bu bizim bir projede ortaya çıkardığımız bir ihtiyacımızdı. Bu ihtiyaca yönelik algoritmaları ararken blok zincir algoritması dikkatimizi çekti.
Fakat burada şöyle bir durum var; geleneksel blok zinciri tam olarak bizim işlemimizi görmüyordu. Böyle olunca da bir kontrol listesi hazırladık aslında. Bunun içerisinde hash algoritmasını değiştirdik çünkü standart bir hash algoritması kullandığınızda rainbow attack dedikleri aslında bir saldırı yöntemini açık bırakıyorsunuz. Nonce algoritması, minor yapısı ve hash algoritması ve hash algoritmasının kullanılması, blok yapıları gibi mimarinin içerisindeki temel bir sürü noktayı değiştirdik. Sonuç olarak ortaya bir yapı çıktı. Atalarından aldığı blok zincir mimarisi ve bunun üzerine bizim eklediğimiz yeni özelliklerle birlikte ortaya çıkan yapıya biz Blok Zinciri 2.0 diyoruz çünkü konvansiyonel bilinen blok zincirinin özelliklerini taşımakla birlikte geleneksel blok zincire tam olarak benzememekte.” dedi.
“Geleneksel blok zincir; anonimleştirilmiş veriyi katmanlı olarak şifreleme, çalınması durumunda bile ana veriye ulaşılamama gibi belirlediğimiz hedefleri karşılayamıyor”
Mevcut ihtiyaçta geleneksel blok zincirinin üzerine bir proje geliştirmeye çalıştıkları söyleyen Göksoy, “Mevcut blok zinciri kripto para temelli yapılan yani para transferi ve para kontrolü üzerine yapılan bir mimari olduğu için bu mimari bizim kullanmak istediğimiz veriyi anonimleştirme, anonimleştirilmiş veriyi katmanlı olarak şifreleme, çalınması durumunda bile ana veriye ulaşılamama gibi belirlediğimiz hedefleri karşılayamıyordu. Bu hedefleri karşılayamayınca da yeni bir ihtiyaç gerekiyordu. Bunu da düşünürken aslında yapılabilecek en iyi şey, mevcut algoritmayı kullanalım, bu algoritmanın eksik gördüğümüz ve ileride karşılaşabileceğimiz şeylere dair ilaveleri ekleyelim ve yeni bir yapı oluşturalım. Aslında tamamen ihtiyaç.” ifadelerini kullandı.