“Yıllardır her türlü baskıya rağmen mücadelemizi sürdürdük.”

Bir önceki Irak Türkmen Cephesi Başkanı Kerkük Milletvekili Erşat Salihi, bugün Irak’ın dış güçlerce idare edildiğini ifade etti.

“Öncelikle sizlere çok teşekkür ederim. Özellikle sizler gibi dostlarımızın varlığımızı ve davamızı devam ettirmek noktasında yaptığınız haberlerle ve çalışmalarla alakalı da memnuniyet duyuyor, sizlere başarılar diliyorum. Irak Türkmenleri’nin bir millî mücadelesi vardır. Bu millî mücadele bir Türk varlığının mücadelesidir. 

Türk toprağını korumak, Türk insanının kimliğini korumak mücadelesidir. Belki de 80 yıldır bir başına bırakılan bu millet, yine de kendi dilini, örfünü, adetini, toprağını, kimliğini unutmadı. Osmanlı İmparatorluğu’nun bizim bölgelerimizdeki hakimiyeti sona erdikten sonra dahi, biz orada hakimiyetimizi, hükmümüzü, kendimizi korumak mecburiyetinde kalıp; her türlü işkencelere rağmen, her türlü baskılara rağmen, her türlü katliamlara rağmen bu mücadelemizi sürdürdük. Bu mücadele sürdürülürken farklı araçlar vücuda getirildi. Bir dönem gizli örgütlerimiz araç oldu -1930’lar ve 1940’lar sırasında, Irak Türkmenleri’nin gizli örgütleri-. Ondan sonra Irak Türkmen Kardeşlik Ocağı ve ondan sonra daha disiplinli örgütlerimiz oldu millî kimliğimizi korumak için. Ta ki 1995 yılında Irak Türkmen Cephesi’nin ilanına değin.

Irak Türkmen Cephesi şu anda Türkmenleri daha millî bir çizginin üzerinde toplamış ve bu suretle Irak Türkmenleri’ni temsil etmektedir. Bu millî çizgiyi korumak hepimizin görevidir. Ne yazık ki yine de Irak’ın içinde de, hükümet nezdinde de yeterince temsil edilememiz bizleri üzüyor. Tabii Türkiye’nin de bu hususta Irak’ın içinde ne kadar etkili bir rolü olursa Irak Türkmenleri de aynı doğrultuda Irak içinde de, hükümet nezdinde de, bakanlıklar nezdinde de, Irak Parlamentosu’nda da daha güçlü ve etkin bir role sahip olacaklardır.

Çünkü maalesef bugün Irak dış güçlerce idare edilmektedir. Yine de tüm bunlara rağmen biz ortaya koymuş olduğumuz girişimler ve almış olduğumuz ortak kararla, temsiliyet anlamında yeterli olmasa da hükümette bir bakanlıkla temsil edilme hakkına sahip olduk.

Devlet bakanlığı ile başlayan bu görevlendirme, daha sonra parlamento içinde hükümetin temsil edilmesi görevi olarak da bildiğimiz “Hükümet Temsilciliği” görevi olarak revize edilmiştir.

Bu bakanlığımız vesilesi ile bizler de Irak Türkmenleri olarak parlamentodaki millî varlığımızı gözler önünde devam ettirmekteyiz. Tabii ki bu bakanlık Irak Türkmenleri’nin temsiliyeti açısından yeterli değildir. Biz hükümette de, parlamentoda da, bürokraside de daha çok göreve ve daha fazla temsil hakkına talip olduğumuzu dile getiriyoruz. Bizler de her fırsatta Irak Türkmenleri’nin varlığını dile getirmeye, tanıtmaya ve Irak’ın içinde daha etkin bir hale gelmeleri için her türlü çalışmayı sürdürüyoruz.”

Türk varlığı tarihî yapılarının imârı ve yaşatılması için çalışmak üzerimize vaciptir!”

Salihi açıklamalarının devamında Kerkük Kalesi’nin Irak Türklüğü için önemine vurgu yaptı.

“Türklüğün eseri olan, Kerkük Kalesi olsun, Erbil Kalesi olsun, Tel Afer Kalesi olsun, bu kalelerimiz Türk milletini temsilen eden birer mirastır. Bu mirası kesinlikle korumak mecburiyetindeyiz. Kerkük Kalemiz yüksek ve büyük bir coğrafyaya hâkim olan bir kaledir. Kale’nin tahribatında hususiyetle 1980’lerde Saddam rejiminin oynadığı etkin bir rol vardır.

[Kerkük Kalesi]

İsmail Demir: ANKA-3 yakında uçacak, CENK ve TAYFUN'da yeni sürprizler yolda... İsmail Demir: ANKA-3 yakında uçacak, CENK ve TAYFUN'da yeni sürprizler yolda...

Tabii bu saldırı ve tahribatlarla millî varlığımızı, Türkmen kimliğimizi esasında hedef almışlardır. Kalemiz, 2003’ten sonraki süreçte de yine bazı tahribatlara uğradı. Orada yine “Fuzuli Camii” ve “Gök Kümbet Minaresi” gibi başka miraslarımızda var. Bu kümbetimiz de Selçuklular döneminden kalma bir kümbettir. Yine orada “Danyal Peygamber Minaresi” de var. Orada daha birçok tarihî eserimiz var. Osmanlı Devleti zamanında şehid olan birçok askerimizin de kabirleri tahribata uğrayan Kerkük Kalesi’nin yanında bulunmaktadır.

Bizler de Irak Türkmen Cephesi olarak bir müddet bu eserlerimizin tamirinde, ihyasında ve korunması hususunda çalıştık. Tabii ki bu çalışmalar bizim üstümüze vaciptir. Ancak şimdi bu yapılarımız daha da yıkık bir haldedir. Bunun yanı sıra Kerkük’te bir de kışlamız vardır ve bu kışla da yine Osmanlı zamanında yapılmıştır. Bu kışlamız da şu anda çok kötü bir haldedir ve gün be gün yıkılmaktadır. Bizler de bu vesileyle Irak Kültür Bakanlığı’na, Irak Başbakanlığı’na ve Fransa’da UNESCO’ya yazdığımız yazılarla bu eserlerin korunmasının elzem olduğunu dile getirdik.

Ancak herkesten de önce bu yapıları imar etmek Türk’ün görevidir. Bu anlamda orada bulunan yapılarımızın, eserlerimizin onarılmasını, imar edilmesini de Türkiye’den talep ettik.“

“PKK terör örgütü Kerkük ve Tela’fer bölgelerinde barındırılıyor!”

Sözlerini bitirirken 1980’lerde şehit olan Türkmenlerden kendilerine;bu bayrağı elinize verdik, ya gazi olacaksınız, ya şehit!” mesajının ulaştığını belirten Salihi, Irak Türkmenlerinin tüm hassasiyetlerini parlamentoda dile getirmeye devam edeceklerini ifade etti.

"Türklük mücadelesini veren Irak ve Suriye Türkmenleri, Ortadoğu’nun en hassas merkezlerinden biridirler. Bu bölgeler Türkiye’nin de sınır güvenliğini belirleyen bir öneme sahiptir.  Burada bugüne kadar birçok Türkmen devleti kurulmuştur, yıkılmıştır. Ancak biz bugün bu coğrafyada çok daha büyük bir mücadele veriyoruz. Bu mücadeleyle alakalı Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da bunu ifade etmekteyiz, onun yanında olan dostlarımıza da yine aynı şeyi ifade ediyoruz; bize şehitlerimizden bir tavsiye vardır. 1980’lerde şehit olanlardan bize, “bu bayrağı elinize verdik, ya gazi olacaksınız, ya şehit!” mesajı ulaşmıştır. Bu kritik dönemin içinde Türkiye yeteri kadar yanımızda olmuştur. Ancak daha da olması gerekiyor. Bugün Irak’ta dış güçler farklı mezhepsel projeler yürüterek bizi birbirimize düşürmeye çalışmaktadır. PKK terör örgütü de Kerkük ve Tela’fer bölgelerinde barındırılıyor.

Biz de hem milletvekilliğimiz hasebiyle, hem de Irak Parlamentosu’nda bir siyasi parti genel başkanı olarak bu hassasiyetlerimizin hepsini dile getirdik/getirmeye de devam edeceğiz. Irak Türkmenleri olarak önümüzde hep büyük mücadele dönemleri oldu. Bizim Türkmeneli’ni kurtarma mücadelemiz asla son bulmayacaktır…"