KPM Labs–İleri Teknoloji firmasının kurucu ortağı Gökberk Serin; eklemeli imalat, kompozit, polimer ve metal dünyasına nasıl girdiklerini ve firmalarının kuruluş hikâyesini SavunmaTR mikrofonlarına anlattı.
Firmalarının kuruluş hikayesinden bahseden KPM kurucu ortağı Gökberk Serin, “Şirketimiz 2018 yılının aralık ayında TOBB Üniversitesi mezunu arkadaşlarımız tarafından kuruldu. Ekibimizin yüzde 80’i TOBB Üniversitesi mezunu arkadaşlardan oluşmaktadır. Bilkent Üniversitesi, TOBB Üniversitesi ve Gazi Üniversitesi'nden mezun arkadaşlarımızla birlikte çalışıyoruz. Ben doktora öğrencisiyim. Arkadaşımızın çoğu da doktora öğrencisidir. Biz doktora sürecinde ‘Eklemeli İmalat’ ile ilgili çalışıyorduk. Daha sonra, bu ‘Eklemeli İmalat’ ile ilgili çalıştığımız bilgi birikimini ‘Şirket kursak ve bunu ticari anlamda faaliyet gösterecek bir hale getirsek ve bununla birlikte rahat hareket edebilen bir oluşumumuz olsun.’ dedik. Çünkü akademik hayatta bir şey yaptığımız zaman neticede bir hocaya bağlı oluyoruz. Hocamız bizim rotamızı ve stratejimizi belirliyor. Ama kendi başımıza bir şirket kurup, kendimize güvendiğimiz noktada stratejimizi ve planlarımızı kendimiz oluştururuz, projelendirmelerimizi kendimiz yaparız. Yönümüzü kendimiz belirleyip bu ‘Eklemeli İmalat’ dünyasında bir varlık göstermeye başlarız dedik. Firmamızın ismini Kompozit Polimer Metal (KPM) olarak belirledik. Firmamızı kompozit, polimer, metal dünyasında ‘Eklemeli İmalat’ teknolojisini kullanarak üç boyutlu baskılar alabilmek, ürünler çıkartabilmek ve son nihai ürünleri elde edebilmek amacıyla kurduk.” dedi.
“Kompozit tarafında TUSAŞ ile birlikte iş yapmaktayız”
Üç boyutlu yazıcı ile eklemeli imalatın ilişkisini anlatan Gökberk Serin, “Eklemeli İmalat' dediğimiz teknolojiyi Türkiye’de herkes ‘üç boyutlu yazıcı’ diye biliyor. Üç boyutlu yazıcılar, Eklemeli İmalat teknolojisinin bir alt başlığıdır. Ama ‘Eklemeli İmalat’ dediğimiz alan çok kapsamlıdır. Metal eklemeli imalat makinaları var, bunlar gerçekten üç boyutlu yazıcı değil, bir makinedir. Türkiye’de ERMAKSAN dışında 'metal eklemeli imalat' üreticisi, geliştiricisi yok. Biz aslında işe ‘Metal Eklemeli İmalat Makineleri'ni yapalım.’ diye giriştik. Daha sonra baktık ki zaten Türkiye’de bu konuda ERMAKSAN ile bir yol belirlenmiş. Metal Eklemeli İmalat Makineleri'nin eksik yönleri: yazılım, tasarım ve mekanik... Biz mekanik-tasarımda yer alamadık. Yazılım anlamında bu makinelerin eksikliklerini yazılım çözüm önerileri geliştirerek gidermek için ‘metal’ tarafına dahil olduk. Kompozit tarafında ise TUSAŞ ile birlikte iş yapmaktayız. TUSAŞ ile birlikte belirlediğimiz kompozit, baskı alabilen, üç boyutlu yazıcıların tasarlanması, geliştirilmesi ve yazılım anlamında da bunun beslenmesi şeklinde bir proje oluşturduk. Bu proje doğrultusunda, kompozit baskı yapabilen üç boyutlu yazıcıları geliştirmeye devam ediyoruz. Polimer noktasında da bizim elimizde P2 ve P4 diye iki tane üç boyutlu yazıcımız var. Bunlar, polimer, üç boyutlu baskı alabilen yazıcılardır. Bu yazıcılarımızı da geliştirmeye devam ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Şu anda bitmiş iki tane ürünümüz var”
T3 Vakfı ile müşterek çalıştıklarını söyleyen Serin, “Şu anda bitmiş iki tane ürünümüz var. Bu iki ürünün ‘CE’ belgesi mevcuttur. Bu belgeye sahip olmakla birlikte, ürünlerimizi yurt dışına satabilir durumdayız. Ürünlerimizi ürettik diye üzerinde geliştirmeler yapmıyor değiliz. Müşterilerimizden aldığımız geri dönüşler doğrultusunda ürünlerimizin üzerinde geliştirmeler yapıyoruz. Polimer tarafında iki tane ürün haline gelmiş cihazımız var. Kompozit ve metal tarafında ise çalışmalara devam ediyoruz. Baktığımız zaman, polimer tarafında daha olgun bir durumdayız. Polimer kısmında Türkiye’de atölyeler kuruyoruz. Atölyelerden kastım Bilim Merkezleri... Lise ve üniversite çağındaki gençlerimizin -tabii ilk ve ortaokul çağındaki gençlerimizi de hedefliyoruz- düşündükleri fikirleri veya tasarladıkları bir şeyi somut hale getirmeleri için Bilim Atölyeleri, Deney Atölyeleri kuruyoruz. Deney Atölyelerinde Türkiye Teknoloji Takımı (T3) Vakfı ile birlikte çalışıyoruz. Onların ‘Deney Yap’ diye bir konsepti var. Bu ‘Deney Yap’ atölyelerini onlarla birlikte kuruyoruz. Sadece onların bize getirdiği Deney Yap’lar ile değil, bizim de tasarladığımız, kendi mimarimizin örneği olan atölyelerimizi de dışarılara kuruyoruz. Bu atölyeler içerisinde sadece üç boyutlu yazıcılar vermiyoruz/ üretmiyoruz. Üç boyutlu yazıcıların yanı sıra, genç arkadaşlarımızın anlayabileceği üzerinde çalışabileceği ve parça işleyebileceği CNC Router’lar üretiyoruz. Arduino kitleri veriyoruz. Arduino’lar aracılığıyla gençlerimizin yazılım, kodlama yeteneklerini geliştirebilmeyi amaçlıyoruz. Bu atölyelere -kendimiz üretmiyoruz ama- ‘delik delme’, ‘tornalama’ gibi talaş kaldırma operasyonları yapabilsinler diye piyasadan uygun fiyata CNC Router’ları temin edip yerleştiriyoruz ve bunların eğitimini veriyoruz. Aynı zamanda mimari tasarımını da yapıyoruz.” diye konuştu.
“Yurt dışı piyasasını inceliyoruz”
“Özetlemek gerekirse; fikri alıp mimari tasarımını yaptık, nerelere neyleri yerleştireceğimizi düşündük, makineleri satın aldık veya kendimiz ürettik ve de atölyelere yerleştirdik, gerekli eğitimleri verdik... Ardından bölgenin belediyesine, kurum veya kuruluşuna anahtarı teslim ediyoruz. Orası artık işler bir halde çalışmaya devam ediyor. Bunun dışında, üniversite veya liselere üç boyutlu yazıcılar temin edebiliyoruz. Ayrıca TÜBİTAK’ın yıl içerisinde toplu olarak üç boyutlu yazıcı alımları oluyor. Bu yazıcıları onlar için de sağlayabiliyoruz. İhracat konusunda ise, aldığımız ‘CE’ belgesi sayesinde P2 ve P4 adlı üç boyutlu yazıcılarımızı yurt dışına satmayı düşünüyoruz. Fakat öncelikle yurt dışı piyasasını inceliyoruz. Ne tür ürünler satılabilir, ürünlerin fiyatları ne durumda... gibi sorularla incelemeler yapıyoruz. Benchmarking yapıyoruz yani. P5 adlı ürünümüzle yurt dışına açılmayı düşünüyoruz. Yurt dışında üç tane ülke belirledik: Hollanda, Fransa veya İtalya. Bu ülkelerden birine -büyük bir ihtimal Hollanda olacak- bir şube açmayı düşünüyoruz ve orada da faaliyet göstermeyi planlıyoruz. Türkiye’de ağırlıklı olarak kolejler, üniversiteler, liseler veya bilim merkezleri üç boyutlu yazıcıyı alıyor. Üç boyutlu yazıcılar, daha evlere girebilmiş değil. Avrupa ülkelerinde ise üç boyutlu yazıcıların evlere kadar girmesi oranı daha fazla. Biz de bu konuda insanların evine girmeyi -gençlerin bu üç boyutlu yazıcılar ile kolej, lise, üniversite gibi ortamlarda tanışmasını ve haşır neşir olmasını değil-, evlerinde de kendi başlarına uğraşarak bu yazıcılarla ilgilenmelerini hedeflediğimiz ve Avrupa’da bu kültürün daha yerleşmiş olduğunu düşündüğümüz için Avrupa’da bu amaç doğrultusunda bir şube açmayı düşünüyoruz.” dedi.
“Teoride çok iyi bilgi birikimine sahip olmak, bir firmaya girdiğiniz zaman 1-2 aylık süreçte yıpranmanıza sebep oluyor”
Teknoloji alanında çalışma yapmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan KPM kurucu ortağı Gökberk Serin son olarak “Gençlere; hocalarının dediklerini dinlemelerini, dinledikleri doğrultusunda kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim. Hocaları dinlemekte fayda var. Ama hocaları dinlemek dışında kendilerine bir alan belirlesinler. Okulda okurken, yarı zamanlı veya stajyer anlamında uzun dönem staj yapabilecekleri şirketleri bulabiliyorlarsa teoride öğrendiklerini uygulamaya da geçirmeleri gerekir. Bu, öğrendikleri bilgilerin akıllarına kazınması bakımından önemli. Teoride çok iyi bilgi birikimine sahip olmak, bir firmaya girdiğiniz zaman 1-2 aylık süreçte yıpranmanıza sebep oluyor. Bir adapte olma sürecinden geçiyorsunuz. Diğer çalışanlara baktığınız zaman onlar işi öğrenmiş oluyorlar, adaptasyon sürecini atlatmış oluyorlar. Siz de onların olduğu seviyeye gelebilmek için yıpranıyorsunuz. Ama staj döneminizi verimli geçirdiğiniz takdirde, örneğin bir cihazı tutmak/kullanmak veya orada bilgi sahibi olanlara akıl danıştığınız zaman, teoriden de biraz kurtulmaya başlayıp uygulama sahasında aktif hale gelmek çok daha iyi olacaktır.” diye konuştu.