Milli Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, İstif sınıfı Fırkateyn ve Fırtına II Projelerindeki son durumu, MEMATT'a artan ilgiyi ve Türk savunma sanayiindeki yükselişin Türk ordusuna olan faydalarını SavunmaTR'ye verdiği özel röportajda anlattı.

"Uluslararası birçok şirket MEMATT ile yakından ilgilenmektedir"

MEMATT’ın Azerbaycan'a ihracatını ele alan Millî Savunma Bakan Yardımcısı Muhsin Dere, MEMATT’a farklı ülkelerinde ilgi gösterdiğini açıkladı ve şu ifadeleri kullandı:


“Mekanik Mayın Temizleme Teçhizatı Projesi (MEMATT), Bakanlığımızın kuruluşu Askeri Fabrika ve Tersane İşletme A.Ş.'nin (ASFAT A.Ş.) sorumluluğunda geliştirilmiştir. Kamu özel sektör iş birliğinde, askeri fabrikalarımızın imkân ve kabiliyetleri birleştirilerek üretilen yerli ve milli insansız mayın temizleme aracının Ar-Ge, tasarım, prototip, üretim ve sertifikasyon faaliyetleri 14 ay gibi kısa bir süre içerisinde uluslararası standartlara uygun olarak başarıyla tamamlanmıştır.

Bu proje öncelikli olarak Bakanlığımız bünyesindeki Millî Mayın Faaliyet Merkezi Dairesi Başkanlığı'nın faaliyetlerinde kullanılmak üzere başlatılmış olup, projenin başarılı olması neticesinde hem dışa bağımlılığımız sona ermiş hem de ihraç edebileceğimiz savunma sanayii ürünlerimize bir yenisi eklenmiştir. Projeyi yürüten ASFAT A.Ş., Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra dost ve müttefiklerimizin barış ortamını ve bağımsızlığını tesis etmek amacıyla verdiği çabaya da ihtiyaç halinde destek sağlamayı görev edinmiştir. Bu kapsamda; dost ve kardeş ülkemiz Azerbaycan tarafından talep edilen toplam 20 adet MEMATT’ın haziran 2021’e kadar Azerbaycan ordusunun kullanımına sunulması planlanmaktadır.

Önümüzdeki süreçte, 11. Kalkınma Planı'na uygun olarak savunma sanayii ihracat hedeflerine katkı sağlama doğrultusunda Azerbaycan’ın bir başlangıç olduğunu değerlendiriyoruz. Diğer Türk Cumhuriyetleri, Uzak Doğu, Güneydoğu Asya ve Afrika’dan birçok ülke ile mayın temizleme faaliyeti sunan uluslararası birçok şirket MEMATT ile yakından ilgilenmektedir. MEMATT’ın ihraç edildiği ülke sayısının kısa zamanda artacağını düşünüyoruz.”

"140 adet T-155 Kundağı Motorlu Fırtına Obüsü'nün 2022-2027 yılları arasında envantere alınmasını planlıyoruz"
Milli Savunma Bakan Yardımcısı Dere, Fırtına II Projesinin son durumu hakkında bilgi verirken envanterdeki zırhlı araçların elektrikli dönüşümüne yönelik projelerin başladığının müjdesini de verdi ve konuya ilişkin şunları söyledi:

"Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyacı kapsamında geçmiş dönemde üretilen T-155 FIRTINA obüsünden elde edilen tecrübelerle geliştirilmiş özellikler ile donatılmış Yeni Nesil FIRTINA (FIRTINA-II) obüsünün seri üretimi için çalışmalara başlanmıştır. Bu kapsamda; BMC Savunma A.Ş. ana yükleniciliğinde, 140 adet T-155 Kundağı Motorlu Fırtına Obüsü'nün 2022-2027 yılları arasında envantere alınmasını planlıyoruz. 3 adet Yeni Nesil Fırtına Obüsünün imalatı 2020 yılının aralık ayında tamamlanmış olup 2021'in haziran ayına kadar 3 adedinin daha tamamlanacağı öngörülmektedir. 

Şu hususu da belirtmek isterim ki; T-155 FIRTINA-II obüsü, MKEK, ASELSAN, ROKETSAN’ın geliştirdiği üstün donanımlar ile teçhiz edilmiştir ve kamu-özel sektör iş birliğinin bir örneğidir. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarının karşılanmasının yanı sıra ihracat potansiyelinin yüksek olması nedeniyle müteakip dönemde başarılı projelerimiz arasında yer alacağı muhakkaktır. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterinde bulunan, M113 Zırhlı Muhabere Araçlarının (ZMA) ve Geliştirilmiş Zırhlı Personel Taşıyıcıların (GZPT) modernizasyonları maksadıyla M11 Elektrikli Zırhlı Muhabere Aracı (E-ZMA) geliştirilmesine yönelik proje başlatılmıştır.

Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) ile özel sektör iş birliğinin bir örneği olan E-ZMA, hibrit tahrik sistemi ile donatılmıştır. Modernizasyon projesi ile söz konusu paletli araçların insanlı ve insansız olarak kullanılabilmeleri, yeni nesil yazılım ve sistemlerle donatılmaları, çok az yakıt tüketmeleri, bakım ve idame masraflarının düşmesi, özellikle motor ve transmisyon konusunda yurt dışı bağımlılığın ortadan kaldırılması hedeflenmiştir. Aynı zamanda modernize edilecek araçlara, MKEK tarafından geliştirilen 25 milimetrelik yerli ve milli silah sistemi entegre edilecektir. Hâlihazırda, 50’den fazla ülkede 40.000 adetten fazla M113’ün kullanımda olduğu düşünüldüğünde, söz konusu modernizasyon projesi ile ihracat faaliyetlerinin de gündeme gelebileceği değerlendirilmektedir. Gelinen aşamada edinilen tecrübe sayesinde, yine MKEK ve özel sektör iş birliği ile Hibrit Tahrik Sistemi'nin FIRTINA Obüsüne Entegrasyonu Projesi (E-FIRTINA) başlatılmıştır. Önümüzdeki süreçte envanterdeki diğer zırhlı araçlara yönelik de benzer çalışmalara devam edilecektir."

MMU Test Pilotu: MMU'nun uçuşunda hedef 27 Aralık MMU Test Pilotu: MMU'nun uçuşunda hedef 27 Aralık

"İSTANBUL Fırkateyni’nin bir gecikme olmaksızın 2023 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim edilmesi planlanmaktadır"


İstif Sınıfı Fırkateyn Projesi'ndeki son durumunu aktaran Musin Dere, İstif Sınıfı Fırkateyn Projesi'nin ilk gemisi olan İSTANBUL Fırkateyni’nin bir gecikme olmaksızın 2023 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na teslim edilmesi planlandığını ifade etti.


"Türk Deniz Kuvvetlerimizin Akdeniz ve Karadeniz’de artan mevcudiyet gereksinimini karşılamak üzere, MİLGEM ADA Sınıfı Korvet Projesinin devamı niteliğindeki İstif Sınıfı Fırkateyn Projesi 27 Eylül 2019 tarihinde başlatılmıştır. ADA Sınıfı Korvetlerden edinilen tecrübe ve bilgi birikimi ile kısa sürede tasarım faaliyetleri tamamlanmıştır. Geminin ana yüklenicisi STM A.Ş. sorumluluğunda, ASELSAN, HAVELSAN, METEKSAN gibi savunma sanayii şirketlerinin alt yükleniciliğinde devam eden projenin inşa faaliyeti Bakanlığımız Tersaneler Genel Müdürlüğü bağlısı İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda devam etmektedir.

Tüm dünyada pandemi nedeniyle yaşanan olumsuzluklara rağmen Bakanlığımızca alınan ilave tedbirler ile takvimde bir gecikme olmaksızın 23 Ocak 2021 tarihinde icra edilen törenle Sayın Cumhurbaşkanımızın da teşrifleri ile İstif Sınıfı Fırkateyn Projesinin ilk Gemisi olan İSTANBUL (F-515) Fırkateyni denize indirilmiştir. Yerlilik oranı artan MİLGEM Projesinin 5’inci, İstif Sınıfı Fırkateyn Projesinin ilk Gemisi olan İSTANBUL Fırkateyni’nin bir gecikme olmaksızın 2023 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza teslim edilmesi planlanmaktadır."

"Gerçekleştirdiğimiz sistemlerin yerliliğinin gelecekte yüzde 100’e yaklaşacağına inancımız büyüktür"

Türkiye'nin son yıllarda gelişen Türk savunma sanayiini değerlendiren Dere, Türk savunma sanayiinin Türk ordusuna olan katkılarını dile getirerek sözlerini şu şekilde tamamladı:


"2002 yılından itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, teşviki ve desteğiyle savunma ve havacılık sanayii alanında önemli hamleler gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmeye devam edilmektedir.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin, yakın dönemde icra ettiği görevlerde elde ettiği başarılar; uzun menzilli ateş gücü, hassas angaje ve vuruş kabiliyeti, güdümlü/akıllı ve modern mühimmatlar, yüksek irtifadan gözetleme, tespit ve teşhis yeteneği, modern/akıllı mühimmatlarda milli üretim sayesinde yüksek sarf kapasitesine erişme, milli ve kriptolu haberleşme, platformlar arasında hızlı veri, görüntü ve hedef bilgilerin aktarılması ile gücün süratle hedefe teksif edilebilmesi, tek erin savaşçılığını artıran teknolojik silah ve teçhizatla donatılması, harekât planlayıcısı ve karar makamlarının sahadaki tek silaha kadar olan taktik resmi görebilmelerine imkan veren komuta/kontrol sistemleri ile sağlanmıştır. 
Söz konusu yeteneklerin milli ve yerli perspektifteki modernizasyon ve Ar-Ge projeleri ile kazanılmış olması, savunma sanayiimizin geldiği noktayı net bir şekilde ortaya koymaktadır. Özellikle Savunma Sanayii Başkanlığı, Millî Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü ve Tersaneler Genel Müdürlüğü, TÜBİTAK SAGE gibi kamu kurum ve kuruluşları, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu, ASFAT A.Ş. gibi kamu teşebbüs ve şirketleri, ASELSAN, TUSAŞ, BMC, ROKETSAN, STM, FNSS, HAVELSAN gibi dünya listelerinde ilk yüze giren firmalarımız, sanayii
kümelenmeleri, sanayii odaları ve savunma sanayii alanında faaliyet gösteren tüm kamu/özel kuruluşlarımızın ihtiyaçlarımıza uygun olarak gerçekleştirdiği faaliyetler son yıllarda azımsanamayacak bir gelişme sergilemiştir. 

Yerli ve milli korvetler, havuzlu çıkarma gemisi, fırkateyn, çeşitli silahlandırılmış/zırhlı kara araçları, helikopter, insansız hava aracı, silahlı insansız hava aracı gibi ana savaş unsurlarının yanında füze, top, çeşitli silah sistemleri, radar, sonar, atış kontrol sistemi, savaş yönetim sistemi gibi önemli sistemlerin üretimi ülkemizde gerçekleştirilir hale gelmiştir. Özetle, savunma sanayiimizdeki dönüşümle, silah ve sistemlerde yerlilik oranı yüzde 70 seviyelerine ulaşmış olup yerli ve milli platformlarımızı tasarlayıp üretmeye başlayarak uluslararası arenada yeni bir yola giriş yaptık.

Savunma sanayii alanında yapılan tüm bu atılımlar sadece Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik teşkilatlarımızın imkân ve kabiliyetlerini artırmakla kalmamakta, aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerimizin savunma ve güvenliğine de katkı sağlamaktadır. Sonuç olarak belirttiğim tüm bu projeler ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve Türk savunma sanayiimizin etkinliğini ve saygınlığını elbirliğiyle daha da üst seviyeye çıkardık. Bununla birlikte; daha gidecek çok yolumuz olduğunun da farkındalığıyla, gelişen teknoloji ile birlikte değişen tehditleri de karşılayacak şekilde yeteneklerimizi geliştirmeye kararlılıkla devam ediyoruz. 

Silahlı Kuvvetlerimizin imkân ve kabiliyetlerinin artırılmasına yönelik harekât ihtiyaçları devamlı olarak Millî Savunma Bakanlığımız ve bağlı Kuvvet Komutanlıkları tarafından tespit edilmektedir ve millî askeri stratejimiz kapsamında ordumuzun gücüne güç katacak tedbirler alınmaktadır. Hâlihazırda; tespit edilen ihtiyaçlara istinaden yüzlerce modernizasyon ve Ar-Ge projesi belirlenmiştir.  Bu projelerin önemli bir kısmı Türk savunma sanayiinin gayreti ile eser halini almıştır. Tamamlanan, devam eden ve gerçekleştirilecek projeler ile ordumuzun yeteneklerinin geliştirilmesi, ülkemizin tehdit seviyesinin minimuma indirilmesi ve ulusal güvenliğimizin sağlanması hedeflenmektedir. 

Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak üzere savunma sanayii firmalarımızca; POYRAZ mühimmat ikmal aracı, FIRTINA obüsü, COBRA, EJDER, KİRPİ, VURAN gibi taktik tekerlekli araçlar, GÖKBEY Genel Maksat Helikopteri, T129 ATAK Helikopteri, ANKA, BAYRAKTAR gibi insansız hava araçları, MİLGEM, ANADOLU Havuzlu Çıkarma Gemisi, Denizde İkmal Muhabere Destek Gemisi (DİMDEG) gibi gemiler ve bu platformlara monte edilen çeşitli yerli savaş sistemleri geliştirilmiş ve geliştirilmeye devam etmektedir. Ayrıca; Bakanlığımız Tersaneler Genel Müdürlüğü bağlısı Gölcük Tersanesi Komutanlığının denizaltı inşa kabiliyeti sayesinde milli denizaltı inşa edilmesine yönelik çalışma başlatılmıştır. 

Tüm bu projeler ve sayamadığım birçok proje ile başta terörle mücadele harekâtlarında olmak üzere, kara, hava ve deniz harekâtlarımızda önemli bir güç elde edilmiştir. Çok büyük emek ve zahmetin eseri tüm bu platform, araç, silah ve sistemler ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nin etkinliğini daha üst seviyeye çıkarmak tek hedeftir. Savunma sanayiimizin bugünkü başarılarını değerlendirdiğimizde; tasarım ve üretimini gerçekleştirdiğimiz sistemlerin yerliliğinin gelecekte yüzde 100’e yaklaşacağına inancımız büyüktür. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde, Türk savunma sanayiinin istikrarlı yükselişine hep beraber şahit olacağız."