Hırvatistan Savunma Bakanlığı, 12 adet MiG-21’in 1 Aralık itibarıyla hizmet dışı bırakıldığını ve bu uçakların yerine geçecek Dassault Rafale B/C (F3-R) model çok rollü savaş uçaklarının henüz Başlangıç Operasyonel Kabiliyeti (IOC) seviyesine ulaşmadığını duyurdu.

Bu gelişme, sadece Hırvat Hava Kuvvetleri için değil, aynı zamanda MiG-21’in kıta tarihindeki önemli rolünün kapanışını simgeliyor. Yeni tedarik edilen Dassault Rafale uçakları operasyonel hale gelene kadar, Hırvatistan’ın hava sahası güvenliğini NATO müttefikleri olan İtalya ve Macaristan üstleniyor. Söz konusu işbirliği kapsamında Air Policing (Hava Polisliği) misyonları için İtalya ve Macaristan ile teknik iş birliği anlaşmaları imzalandı.
Anlaşma şartlarına göre İtalya’ya ait Eurofighter F-2000 Typhoon ve Macaristan’a ait Saab JAS 39C/D Gripen uçakları Hırvat hava sahasında devriye uçuşları gerçekleştirecek. Bu uçaklar kendi ana üslerinden kalkarak görevlerini icra edecek ve NATO hava sahası gözetim sisteminin bir parçası olarak Hırvat hava sahasının güvenliğini sağlayacak.
Zagreb yönetimi için Rafale teslimat süreci devam ediyor
Hırvatistan’ın Fransa’dan satın aldığı Dassault Rafale uçaklarından toplam 7’si teslim edildi. İlk 6 uçak 25 Nisan 2024’te, yedinci uçak ise 21 Kasım 2024’te ülkeye getirildi.
Kalan 5 uçağın teslimatının 2025 yılı Nisan ayı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Rafale’lerin hizmete tam anlamıyla hazır hale gelmesiyle birlikte, Hırvatistan’ın hava savunma yeteneklerinde ciddi bir modernizasyon gerçekleşmiş olacak.
MiG-21’in Hırvatistan’daki tarihi önemi
Hırvat Hava Kuvvetleri ve Hava Savunma (HRZ) envanterinde son dönemde 8 adet tek kişilik MiG-21bis ve 4 adet çift kişilik MiG-21UMD bulunuyordu. Ancak bu uçaklardan sadece birkaçının uçuşa elverişli olduğu biliniyordu. MiG-21’ler Zagreb yakınlarındaki 91. Hava Üssü ve Pula’daki 92. Hava Üssü’nde konuşlandırılmıştı.

MiG-21’ler Hırvatistan için oldukça sembolik bir öneme sahipti. Bu uçaklardan ilki, Yugoslavya Hava Kuvvetleri’nden Hırvat pilotların 1992 yılında gerçekleştirdiği ayrılıklarla elde edildi. Üç MiG-21bis, Hırvatistan’ın bağımsızlık mücadelesinde önemli bir rol oynadı. 1993-1994 yıllarında eski Sovyetler Birliği’nin Kırgızistan’daki eğitim üslerinden toplam 23 MiG-21bis, bir MiG-21US ve üç MiG-21UM daha satın alındı. Bu uçaklardan üçü savaş sırasında kaybedildi.
2003 yılında, sekiz MiG-21bis, Romanya’daki Aerostar şirketi tarafından modernize edildi ve MiG-21bis-D standardına yükseltildi. Ayrıca, Kırgızistan’dan alınan dört MiG-21UM, MiG-21UMD standardına dönüştürüldü. 2013 yılında, Odesa’daki Ukrayna Hava Araçları Tesisi’nde üç MiG-21bis-D ve dört MiG-21UMD yenilenirken, Ukrayna’dan beş adet ek MiG-21bis-D satın alındı.

MiG-21’in Avrupa ve Dünya’daki kullanımı
MiG-21 ailesi, Avrupa’da geçmişte toplam 12 ülke tarafından aktif olarak kullanılmıştır: SSCB, Polonya, Doğu Almanya, Finlandiya, Çekoslovakya, Çekya, Slovakya, Macaristan, Romanya, Sırbistan, Bulgaristan ve Hırvatistan.
Son yıllarda bu uçaklar sırasıyla Sırbistan (21 Mayıs 2021) ve Romanya (15 Mayıs 2023) tarafından hizmet dışı bırakıldı. Böylece Hırvatistan’ın uçakları, MiG-21’in Avrupa’daki görev yaptığı son hava araçları olarak tarihe geçti.
Dünya genelinde MiG-21’ler hâlâ bazı ülkelerin envanterinde yer alıyor. Bu ülkeler arasında Angola, Azerbaycan, Küba, Gine, Hindistan (2025 başında emekliye ayrılacak), Libya, Mali, Mozambik, Kuzey Kore, Sudan, Suriye, Uganda ve Yemen bulunuyor. Hindistan’ın da 2025 başında MiG-21’leri hizmet dışı bırakmasıyla, bu uçakların küresel kullanımı büyük ölçüde azalacak.
Soğuk Savaş döneminin mirası MiG-21 uçakları
MiG-21 uçağı, Soğuk Savaş dönemi koşulları altında, Sovyetler Birliği tarafından geliştirilmiş ve üretilmiştir. Bu uçak, hızlı, etkili ve ekonomik bir avcı uçağına olan ihtiyaçtan doğmuş ve dönemin askeri doktrinlerine uygun şekilde tasarlandı. Batı’nın geliştirdiği, F-100 Super Sabre, F-4 Phantom II gibi uçaklar ile rekabet etmesi hedeflendi.

MiG-21, dönemin şartlarına göre Mach 2’ye kadar hız yapabildiği için, dönemin diğer uçaklarıyla karşılaştırıldığında çok hızlıydı. Bu hız, düşman uçaklarından kaçma veya onlara hızlıca saldırma yeteneği sağlıyordu. Aynı zamanda çevikliği, kısa mesafede yön değiştirmesine olanak tanıyor, bu da hava savaşlarında avantaj kazandırıyordu.
Ayrıca ekonomik üretim avantajlarına sahip olması sebebiyle, birçok ülkenin hava kuvvetlerinde uzun yıllar boyunca hizmet verdi. NATO ülkeleri arasında “Kalem” (Fishbed) lakabıyla bilinen bu uçaklar, Soğuk Savaş döneminin en tanınmış jetlerinden biri oldu. Günümüzde MiG-21’in Avrupa’daki görevlerinin sona ermesi, havacılık tarihinde bir dönemin kapandığını gösteriyor.
Yeni nesil savaş uçaklarının hizmete girmesiyle, MiG-21 gibi sembolik uçaklar artık yerini daha modern ve çok yönlü platformlara bırakıyor. Hırvatistan’ın Dassault Rafale uçaklarıyla bu geçişi tamamlaması, ülkenin NATO içindeki savunma kabiliyetlerini artırmada önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.






