‘Alt sistem’ deyip geçmeyin!

Türk savunma sanayiinin özellikle son dönemde yapmış olduğu atılım, muharebe platformlarının yerlileştirilmesinin önemini gözler önüne sermiş durumda.

Özellikle sınır ötesi operasyonlar, terörle mücadele operasyonları gibi ortamlarda savunma sanayii altyapısının gücünün ne kadar etkili olduğunu yakından görmüş olduk.

Türk savunma sanayii firmaları güvenlik güçlerinin her türlü ihtiyaçlarını karşılamak adına çalışmalarına ve platform üretimine devam ederken, birçok firma da bu platformların kritik bileşenlerini üreterek özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaçlarını karşılıyor.

Suriye ve Irak’ta düzenlenen sınır ötesi operasyonlar, Türk savunma sanayiinin ürettiği platformların gücünü ve etkinliğini bütün dünyaya kanıtladı. Libya ve Azerbaycan’da yerli ürünlerimizin kullanılması da ülkemizin çeşitli alt sistemler konusunda ambargoya maruz kalmasına neden oldu.

Türk savunma sanayiine yapılan yatırımın 2015 yılı ve sonrasında yüksek bir artış yaşaması da aslında örtülü ve adı konulmamış ambargoların yaşanmasını beraberinde getirdi.

Kanada’dan Türkiye’ye müttefiklik ruhuna yakışmayan ambargo

Türkiye’de üretilen platformlar sahada kendini ispat ettikçe bu platformların stratejik alt bileşenlerinin Türk firmalarına satışı konusunda çeşitli zorluklar çıkarılmaya başlandı.

Bu açık ve örtülü ambargoların en belirginlerinden biri de Bayraktar TB2 ve ANKA SİHA’larında yer alan Wescam MX-15D kameranın Türkiye’ye ihracatının durdurulması oldu.

Türkiye’nin NATO müttefiki Kanada, Türkiye’ye insansız hava aracı (İHA) üretimi için teknoloji ihracı iznini iptal etti.

Kanada, Türkiye’nin ürettiği İHA’ların Dağlık Karabağ’daki çatışmalarda Azerbaycan ordusu tarafından Ermenistan’a karşı kullanıldığı haberlerinin ardından bu durumu araştırmak için ihracata ara vermişti.

Kanada Dışişleri Bakanı Marc Garneau, Türkiye’de üretilen İHA ve SİHA’ların Dağlık Karabağ’da kullanıldığının tespit edilmesi üzerine ihracat izninin iptal edildiğini açıkladı.

Garneau, “Teknolojinin bu şekilde kullanımı Kanada’nın dış politikasıyla da Türkiye’nin verdiği son kullanıcı taahhütleriyle de uyuşmamaktadır.” dedi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Garnau ile görüşmüş ve ihracat kısıtlamaları konusunda Kanada’nın tutumundan duyulan rahatsızlığı ileterek bu durumun gözden geçirilmesini istemişti.

Türkiye’nin Ottawa Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada, “NATO müttefiklerimizin yapıcı olmayan, ikili ilişkilerimizin kötü etkilenmesine ve ittifak dayanışmasının zarar görmesine yol açacak adımlardan kaçınmalarını bekleriz.” dedi.

Kanadalı L3Harris Wescam şirketi, Türkiye’ye insansız hava araçlarında kullanılan görüntüleme ve hedef alma sistemlerini satıyordu.

Kanada, Türk SİHA’larının Libya’da da kullanıldığını ve bunun Birleşmiş Milletler’in ambargosunun ihlali olduğunu belirtmişti.

Kanada daha önce de Türkiye’nin Suriye’deki operasyonları nedeniyle Ekim 2019’da ihracat izinlerini askıya almış, Mayıs 2020’de izinler tekrar verilmişti.

Ambargoya yerli cevap: ASELSAN CATS

Kanada’nın müttefiklik değerlerinden uzak bu tutumu karşısında cevap Türk savunma sanayiinden geldi.

Yakın bir zaman önce seri üretime geçen CATS kameraları artık Bayraktar TB2 ve ANKA gibi platformlarda kullanılıyor.

Ambargolar karşısında alınan önlemlerin ve atılan yerlileşme adımlarının en önemli örneklerinden olan ASELSAN üretimi CATS kameraları; insansız hava araçları (İHA), helikopterler ve uçaklar dahil sabit kanatlı veya döner kanatlı hava platformları için geliştirilmiş olan, yüksek performanslı bir elektro-optik keşif, gözetleme ve hedefleme sistemi olarak değerlendiriliyor.

Akdeniz’de, Adalar Denizi’nde, Suriye’de, Libya’da ve Dağlık Karabağ’da verilen haklı mücadelelerin sonucunda bir yıldırma politikası olarak tasarlanan bu ambargolar karşısında Türk savunma sanayiinin attığı adımlar da takdir görmeye devam ediyor.

MK41 VLS’lere gelen ambargo Milli Dikey Atım Sistemini (MDAS) ortaya çıkardı

Türk savunma sanayiinin gelişimine ve Türkiye’nin bağımsız dış politika hamlelerine bir diğer darbe de ABD tarafından vurulmaya çalışıldı.

İstif Sınıfı Fırkateynlerde kullanılmak üzere ABD’den ithal edilmesi planlanan MK41 VLS’lerin çeşitli bahanelerle verilmemesi üzerine Milli Dikey Atış Sistemi MDAS’ı geliştiriliyor.

Gemilerdeki hava savunmanın önemini kavrayan Türk savunma sanayii bu alandaki çalışmalarına hız kesmeden devam ediyor.

Libya açıklarında görev yapan gemilerimizin Hafter’e bağlı gruplar tarafından hedef alınması sonucunda bu gereksinim daha da iyi kavranmış oldu.

Hafter’e bağlı gruplara ait İHA’ların gemilerimizce vurulması, denizden hava savunmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

MDAS’dan atılacak hava savunma füzeleri sayesinde İ sınıfı fırkateynler orta irtifa ve menzilde hava savunma yapabilecek ve desteklediği gemilerin de hava savunmasını üstelenebilecek.

Milli Dikey Atım Sistemi (MDAS) | Yerli VLS

ASELSAN ve ROKETSAN iş birliği ile geliştirilen MDAS, TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi başta olmak üzere birçok muharip savaş gemisinde kullanılacak olan füzeler için geliştirilen bir dikey atım sistemi olarak biliniyor.

ABD’deki muadili olan MK-41 VLS sisteminin yerine donanmada hizmet verecek. G-40 ve Siper gibi çok kritik hava savunma füzelerinden, Gezgin gibi taktik üstünlük sağlayacak seyir füzelerine kadar birçok önemli füze MDAS tarafından ateşlenebilecek.

Alt sistemler yerlileştikçe Türk savunma sanayiinin gücü katlanacak

Türk savunma sanayii yeni nesil platform geliştirme noktasında her ne kadar iyi bir noktaya gelmiş olursa olsun, alt sistemlerin ve kritik bileşenlerin ithal ediliyor olması her zaman sorun yaşanmasına ve projelerin aksamasına neden olacaktır.

Vermiş olduğumuz iki net örnek, platformlar üzerindeki stratejik materyallerin ne kadar önemli olduğunu vurgulamak içindir. Biz her ne kadar dünya klasmanında çözümler ortaya koyarsak koyalım, alt sistemlerde de aynı şekilde yerlileşme adımı atmazsak büyük sıkıntılar yaşarız.

Türkiye’de savunma sanayii alanında çalışmalar yapan çeşitli firmalar alt sistemler konusunda, elektronik harp alanında ve haberleşme sistemleri alanında çok net çözümler üretmektedir.

Radar sistemleri alanında Meteksan, haberleşme sistemleri alanında Pavotek, elektronik harp sistemleri alanında SDT ve CTECH gibi firmalar özgün çözümler ortaya koymakta ve Türk savunma sanayiine destek vermektedir.

Yine haberleşme altyapıları, elektronik harp sistemleri ve uydu sistemleri üzerine çalışan birçok irili ufaklı firma Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ve güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmalar yapmaktadır.

Türk savunma sanayii tarihi ambargolar tarihidir. Bir sistemin yerlileştirilmesi için ambargoya maruz kalmayı beklemek ülkemize zaman kaybettirmekten başka bir işe yaramayacaktır.

Dünya savunma sanayii eğilimlerinin yakından takip edilmesi ve Türkiye’de üretimin desteklenmesi hayati bir husustur.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.