Memurların Pîri: Defter-i Hakanî Emini Server Dede

Türk düşünce geleneğinde “sır” kavramı, bir şeyi gizli tutmaktan çok daha fazlasıdır. Sırrı hakikatin ta kendisi olarak benimseyen Türkler, yaratıcı ve işaret ettiği ideal dünya yönetimini hakikate yaraşır şekilde icra etmek için devlet düzenine sıkı sıkıya bağlı olarak “devlet geleneği” kavramını bir sır gibi özenle muhafaza etmiş ve yüzyıllarca devam etmesini sağlamıştır. Öyle ki devlet, kendisini muhafaza eden görevlilerine sır tutmayı, hatta bazen “sır olmayı” emreder. Osmanlı döneminin devlet görevlilerinden Server Dede, devlet sırrı ve muhafazası için yeri geldiğinde en yetkili kişiye karşı bile çeşitli hatırlatmaların yapılması gerektiğini etkili bir hikâyeyle gelecek nesillere aktardı. Belki de bir devlet görevlisinin sahip olacağı en anlamlı sözler mezar taşına işlendi: Ser virüb sır vermeyen Server Dede…

I. Mahmud döneminde yaşayan Server Dede’nin idamı hadisesi, günümüzde amir-memur, patron-işçi ve ast-üst ilişkilerine örnek ve ibret olacak bir nitelik taşıyor.

Server Dede, Osmanlı İmparatorluğu’nun nüfus sayımlarına ait belgelerin, vergi defterlerinin ve madenlere ait kayıtların bulunduğu Defter-i Hâkânî’nin eminidir. Söz konusu belgeler, sadrazam tarafından padişahın mührü vurulmuş ve özel bir merasimle açılan belgelerdir.

Server Dede, padişah ve devletine sadıklığı ile bilinen bir memurdur. Bu dönemin kanunlarına göre ise Defter-i Hâkânî’den gece vakti belge çıkarmak yasaktır.

Bir gece vakti I. Mahmud’un emriyle Defter-i Hâkânî’den bir belge talep edildi. I. Mahmud’un gönderdiği görevliler Server Dede’ye taleplerini ilettiklerinde, aldıkları yanıt karşısında şaşırdılar. Çünkü Server Dede, “Af buyursunlar! Belgeleri veremem.” diye yanıtladı. Server Dede, belgeleri gece vakti vermeyi reddetmişti. I. Mahmud’un emri olduğu iletildiğinde ise Fatih Sultan Mehmet döneminden beri Devlet-i Âliyye’nin kanunlarının bunu emrettiğini belirtti. I. Mahmud, defter emininin bu yanıtını duyduğunda, kendisinin asi bir görevli olduğunu düşünerek Server Dede’nin boynunun vurdurulmasını emretti.

Bu dönemde Patrona Halil İsyanı yaşanmış ve devlet yöneticileri bu isyandan doğal olarak etkilenmişti. Server Dede’nin boynu vurulduktan sonra saray görevlileri onun iyi ve sadık bir memur olduğunu I. Mahmud’a anlatmış, o da bu karar üzerine kahrolmuştu. Bunun üzerine I. Mahmud, Server Dede’nin kabrinin, Defter-i Hâkânî’nin içine yapılmasını emretti. O günden sonra göreve gelen memurlar, öncelikle Server Dede’nin kabrini ziyaret etmeye başladı. Bu hoş anma hadisesi gelenek hâline  gelmiş ve zamanla kaybolmuştur.

Sultana rağmen, onun kanunlarını çiğnemeyen ve bu uğurda can veren Server Dede’nin sorumluluk bilinci, bugün hepimize örnek teşkil etmektedir. 

Server Dede’nin kabri, Sultanahmet Meydanı’nda bulunan ve eskiden Defter-i Hâkânî binası olarak kullanılan Tapu ve Kadastro binasının içerisindedir.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.