Hamas’ın Roket Kapasitesi ve Demir Kubbe Hava Savunma Füze Sistemi

[wpcc-iframe allow=”encrypted-media” allowtransparency=”true” frameborder=”no” height=”152″ scrolling=”no” src=”https://open.spotify.com/embed/episode/5db5USZG3uoYQxjACMVPac” width=”100%”]

Ramazan ayı boyunca İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırıları, 10 Mayıs Pazartesi sabahı gerginliği had safhaya çıkardı. Saldırılar sonrası Yüzlerce Filistinli yaralanırken, onlarcası ise hayatını kaybetti. Gazze’deki direniş grupları ortak operasyon odası kurarak Mescid-i Aksa’daki müslümanlara destek vereceklerini belirtti. Bu noktadan itibaren İsrail kentlerine yönelik şimdiye kadarki en şiddetli roket saldırısı başlatıldı. İsrail Hava Kuvvetleri ise roket saldırılarına Gazze’deki ‘sivil’ yerleşim yerlerini vurarak cevap vermeye başladı.

Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde Gazze’den atılan roketlerin, başkent Tel Aviv dahil birçok İsrail kentinde can kaybına ve ağır yıkıma sebep olduğunu göstermektedir. Bu noktada iki temel değişim ve sorgulama karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan ilki, Hamas’ın önceki roketli saldırılarına nispeten son roketli saldırılarının çok daha etkili, şiddetli ve noktasal olmasıdır. Diğeri ise İsrail’in katmanlı hava savunmasının en alt tabakasını oluşturan ‘Demir Kubbe’ (Iron Dome) sisteminin yoğun saldırı anında bu füzelerin bir kısmını yakalayamaması sonucu önemli kayıplara sebebiyet vermesi olmuştur. Demir Kubbe’nin salvo ve sürekli atışlar sonrası geçirgenliği zedelenmiş, roketler hedeflerine ulaşarak büyük maddi hasarlara sebep olmuştur. 

Son Saldırılar Bağlamında Kassam Tugayları’nın Roket Kapasitesinin Gösterdikleri

Gelişmiş sistemlerden yoksun olan bu roketler, Gazze’deki direniş gruplarından Hamas’ın silahlı kanadı ‘Kassam Tugayları’ ve İslami Cihad’ın silahlı kanadı ‘Seraya Kudüs’ tarafından üretilmekte ve kullanılmaktadır. Kassam Tugayları’nın roket geliştirmesi için gerekli teknolojik desteğin ise, tüneller sayesinde veya deniz yolu ile İran ve Hizbullah güçleri tarafından aktarıldığı iddia edilmektedir. İsrail istihbarat raporlarına göre Gazze’de depolanmış durumda çeşitli tiplerde yaklaşık 13.000 roket/füze bulunuyor. Roketler her ne kadar gelişmiş olmasa da, son saldırılarda da gördüğümüz gibi İsrail’in Demir Kubbe sistemine önemli sorunlar oluşturmaktadır. 

Ancak Gazze’den yapılan son roket atışları, direniş gruplarının bu konuda kendilerini geliştirdiklerini göstermektedir. Buna göre başta Kassam Tugayları olmak üzere Gazze’deki direniş grupları aynı anda yüzlerce roketi ateşleyerek, Demir Kubbe sistemini ‘doyum noktasına’ ulaştırmakta ve böylelikle istenilen noktalara roketler ulaşmaktadır. ‘Satürasyon saldırısı’ olarakta bilinen bu taarruz tipi, roketleri engellemeye çalışan hava savunma sisteminin kapasitesinin üstünde roket/füze atılarak, sistemin geçirgenliğini arttırmak olarak ifade edilebilir. Gazze’deki Kassam Tugayları ilk kez ‘satürasyonu’’ kullanarak aynı anda yüzlerce roketi İsrail topraklarına göndermiş ve başarılı sonuçlar elde etmişlerdir.

Sosyal medyada paylaşılan görüntüler Kassam Tugayları’nın menzil, hassasiyet ve savaş başlığı konusunda da ciddi ilerlemeler sağladığını gözler önüne serdi. İsrail Savunma Bakanlığı tarafından 12 Mayıs gecesi yapılan açıklamada Gazze’den atılan roketlerin 90 mil (144 km) uzaklıktaki yerleşim yerlerini hedef aldığını ve bu bölgelerin ilk kez vurulduğu paylaşıldı. Açık kaynaklara göre bu mesafedeki hedefleri yalnızca R-160 isimli ve 160 km menzile sahip roketler vurabilmektedir. 13 Mayıs günü ise Kassam Tugayları sözcüsü Ebu Ubeyde, 250 km menzile sahip ‘Ayash-250’ füzesi ile ülkenin en güneyindeki Eilat kentini vurduklarını duyurdu. Ayash-250 şu ana kadar Kassam Tugayları tarafından kullanılan en uzun menzilli füze olarak kayıtlara geçmiş oldu. Bu bağlamda Kassam Tugayları’nın envanterindeki roketlerinin menzillerinde önemli ölçüde artış sağladığı söylenebilir. 

Yine sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, Demir Kubbe sisteminden kurtulmayı başaran roketlerin, düştükleri noktalarda şiddetli patlamalara ve hasarlara sebep olduğu görülmektedir. Bu durum roketlerin savaş başlıklarının güçlendirildiği kanısına ulaşmamızı sağlamaktadır. Gazze’deki sert İsrail ablukasından ötürü gerekli üretim altyapısı bulunmayan bu direniş gruplarının ürettikleri roketler oldukça yüksek CEP değerlerine (circular error probable-dairesel sapma oranı) sahiptir. Fakat vurulan hedefler arasındaki Nevatim Hava Üssü, Aşkelon’daki bir petrol rafinerisi ve elektrik santrali gibi bazı önemli noktaların bulunması, Kassam Tugayları’nın menzil ve savaş başlığı teknolojisinde olduğu gibi CEP değeri konusunda da gelişme gösterdiğini doğrulamaktadır. Kassam Tugayları’nın bir diğer gelişim gösterdiği nokta ise, roket atış platformlarının geliştirilmesi ve gizlenmesi olmuştur. Önceki atışlar daha çok seyyar ve açık alanda kurulan roket atış platformlarından yapılırken bu defa hava saldırılarından korunabilmek için platformların toprağın içine gömüldüğü ve bu şekilde atışa hazır halde bekletildiği Kassam Tugayları tarafından paylaşıldı.

Demir Kubbe (Iron Dome) Sınavı Geçebildi Mi?

Kassam Tugayları’nın onlarca roket ile İsrail yerleşim yerlerini vurması sonrası, Demir Kubbe’nin önleme konusunda ne kadar başarılı olduğu sorusu gündeme getirildi. Talepler neticesinde İsrailli şirket Rafael tarafından geliştirilen sistem, 2010 yılında aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır. İsrail’in 22 bin kilometrekarelik alanı koruyan katmanlı hava savunma sisteminin (Barak-8, David’s Sling, Patriot, Arrow 2 ve Arrow 3) en alt tabakasını oluşturan Demir Kubbe’nin, 15 Mart tarihinde test edilerek teknolojik yeteneklerinin önemli ölçüde yükseltildiği açıklanmıştı. 

Demir Kubbe’nin üretim amacı İsrail’in başta Gazze’deki direniş gruplarının tehditlerine karşı anti-havan/roket/füze sistemi işlevi görmesidir. Bu işlevinden ötürü kıstaslarından ‘özel amaçla üretilme’ noktasında farklılık göstermektedir. Demir Kubbe sistemi, yine kendisine özel üretilen ‘Tamir’ isimli güdümlü füzeleri kullanmaktadır. Tamir füzeleri klasik hava savunma füzelerinden farklı olarak hedefine doğrudan çarpmak yerine, hedefe oldukça yakın bir noktada patlayarak (blast warhead) hedefin imha edilmesini sağlar. Genel olarak bu yöntemi kullansa da, hit-to-kill (füzelerin kafa kafaya çarpışması) kabiliyetine de sahiptir.70 km menzile sahip Tamir füzesi savaş başlığını baş kısmında değil, gövdesinin orta kısmında taşımaktadır. Demir Kubbe sisteminin bir diğer önemli özelliği ise havadaki düşman roketin açısal hesabını yaparak tahmini düşüş noktasını hesaplamasıdır. Buna göre eğer düşman roket maddi zarar oluşturmayacak bir noktaya düşmekteyse, sistem herhangi bir tepki vermemektedir. 

Bütün bu özelliklerine rağmen Demir Kubbe’nin yukarıda bahsettiğimiz Salvo atışlar sonucu satürasyona uğraması durumunda yüzde 5-10 oranında düşman roketlerini yakalayamama durumu söz konusu olmuştur. Düzenli bir orduya karşı henüz test edilmemesi ise Demir Kubbe’nin işlevi konusunda tartışmalara sebebiyet vermiştir. Bunun yanı sıra her düşman hedefine iki adet fırlatılan ve tanesi 80 bin dolar olan Tamir füzelerinin maliyeti oldukça yüksektir. Ancak son saldırılarında gösterdiği gibi sistemin özel bir hedefi imha etmeye yönelik üretilmesi ve bu ‘hedefe’ ulaşması sistemin başarılı olduğu gerçeğini değiştirmemektedir . Son olarak İsrail Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 10-13 Mayıs tarihleri arasında Gazze’den 1500’den fazla roket atıldığı ve bunların büyük çoğunluğunun havada imha edildiği belirtildi.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.