İsrail gazetesi Maariv, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın gerçekleştirdiği Washington ziyaretiyle ilgili dikkat çekici bir analiz yayımladı. Gazeteye göre, Türkiye’nin hem Gazze hem de Suriye sahasında artan diplomatik ve stratejik etkisi, İsrail yönetimini endişelendiriyor.
Haberde, Fidan’ın ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve Trump yönetiminden üst düzey isimlerle yaptığı görüşmelerin yanı sıra, Başkan Donald Trump ile Suriye lideri Ahmed el-Şera arasındaki toplantının bir kısmına da katıldığı bilgisine yer verildi. Maariv, bu gelişmeyi “Washington-Ankara-Şam” ekseninde oluşmakta olan yeni bir siyasi üçgen olarak yorumladı.
İsrail kaynakları, Türkiye’nin bu süreçte artan nüfuzunu “bölgesel güç dengelerini değiştirebilecek” bir gelişme olarak nitelendiriyor. İsrailli bir yetkili gazetenin haberine şöyle konuştu: “Türkiye’nin İsrail sınırlarında görev alacak uluslararası herhangi bir güçte yeri yok. Suriye’de de ulusal güvenliğimizi tehlikeye atacak hiçbir oluşuma göz yummayacağız.”
Maariv’e göre, Fidan’ın temaslarında Gazze’deki ateşkes süreci, olası uluslararası istikrar gücünün kurulması ve bu yapıya Türkiye’nin dahil olma isteği gündeme geldi. ABD’nin, Gazze’de iki yıl süreyle görev yapacak bir uluslararası güç için BM Güvenlik Konseyi’ne tasarı sunmaya hazırlandığı, bu gücün “gerekli tüm araçları kullanma” yetkisiyle donatılmasının planlandığı belirtiliyor. Ancak bu ifadeye İsrail’in olduğu kadar Türkiye’nin de çekince koyduğu kaydediliyor. Ankara, kurulacak yapının yalnızca “barış misyonu” olmasını savunuyor.
Öte yandan, Fidan’ın Suriye’nin güneyinde İsrail sınırına yakın bölgeler ve kuzeydoğudaki SDG kontrolündeki alanlarla ilgili hassasiyetleri Amerikan tarafına ilettiği aktarılıyor. Türkiye, SDG’nin Suriye ordusuna entegre edilmesini ulusal güvenliği açısından kritik görüyor.
Maariv: Türkiye Yeni Ortadoğu’da Rol Arıyor
Haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politika stratejisinin sahadaki uygulayıcısı olarak tanımlanan Fidan’ın bu ziyaretle birlikte Türkiye’yi “yeni şekillenen Ortadoğu’da merkez aktör” konumuna taşımayı hedeflediği ifade ediliyor. İsrailli bir diplomatik kaynağın değerlendirmesi şöyle yansıtıldı: “Fidan’ın hamlesi, Türkiye’nin sadece arabulucu değil, sahada belirleyici olmak istediğini gösteriyor.”
Maariv’in haberinde, Türkiye’nin hem Gazze sürecine hem de Suriye’deki yeniden yapılanma girişimlerine dahil olmasının, İsrail’in bölgesel hareket alanını kısıtlayabileceği değerlendirmesine yer verildi. Özellikle Hizbullah ve İran’a yönelik askeri operasyonlarda Türkiye’nin olası etkisinin, Tel Aviv’de endişe kaynağı olduğu belirtildi.
İsrailli bir güvenlik yetkilisinin sözleriyle haber noktalandı: “Türkiye’nin uluslararası güçte veya diplomatik platformda yer alması, İsrail’in güvenlik doktrinini doğrudan etkiler. ABD’ye bu konudaki itirazımızı açık şekilde ilettik ve iletmeye devam edeceğiz.”
