Uluslararası basın doğalgaz arama faaliyetlerinden rahatsız oldu

Türkiye Cumhuriyeti jeopolitik konumu gereği doğalgaz dağıtımı için yıllardır önemli bir oyuncuydu. Bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan tarafından yapılan açıklama ise Türkiye’nin tüketici Avrupa ülkeleri ile ihracatçı Rusya ve Orta Doğu ülkeleri arasında transit olma niteliğinin ötesine geçeceğinin habercisi oldu.

Mevcut durumda enerji kaynakları Türkiye ithalatının önemli bir kısmını oluşturuyor. Türkiye’nin doğalgaz harcaması 2018 yılında 43 milyar 5 milyon 620 bin dolar, 2019 yılında ise 41 milyar 184 milyon 553 bin dolardı. Türkiye doğalgaz ihtiyacını esas itibariyle Rusya, Azerbaycan ve İran’dan karşılıyor. Ancak enerji ihtiyacını bağımsız bir biçimde karşılayabilmek için Doğu Akdeniz ve Karadeniz’de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını uzun yıllardır sürdürüyor. Ayrıca Libya’daki yasal prosedürlerin sonucunda 2020 yılında Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın, Libya’da petrol arama ve üretimede yetkili olması da bekleniyor.

Türkiye ulusal çıkarları ve egemenlik hakları doğrultusunda kaynak arama faaliyetlerini yürütürken Yunanistan maksimalist kıta sahanlığı iddiası çerçevesinde Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerine karşı çıkıyor. Bunun beraberinde Yunanistan bu süreçte Akdeniz’deki askeri varlıklarını “geçici olarak güçlendireceklerini” belirten Fransa ve Yunanistan’ın “yanında olduğunu” belirten İsrail gibi ülkelerin desteğini alıyor.

Uluslararası basın durumdan rahatsız oldu

Uluslararası basın ise bu gelişmeler karşısında Türkiye’yi esas itibariyle gerilimi arttıran unsur olarak lanse etti. Ağustos 2020’de Guardian’da yayınlanan bir makale Türkiye’nin Yunan karasularında petrol ve gaz aradığını ve AB’nin Türkiye karşısında sessiz kaldığını iddia etti. Dahası aynı makale Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “diktatörlük” ile suçladı. Şubat 2020’de Forbes’de yayınlanan başka bir makale ise Aralık 2019’da Türkiye ve Libya arasında imzalanan deniz sınır anlaşmasını “tuhaf bir anlaşma” olarak niteledirirken Libya’nın meşru hükümetini de güç yarışındaki bir grup olarak tanımladı. Ayrıca yine aynı makale Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerinin “yasa dışı” olduğunu belirtmiş olsa da AB’nin meselenin çözümüne yönelik olarak çok az şey yaptığını söyledi. Diğer yandan İsrailli yayın kuruluşu Haaretz Türkiye’nin elinde arama yapabilecek yeterli uzmanlığın bulunmadığını bile iddia etti.

Türkiye’nin egemenlik haklarını yok sayan bu değerlendirmeler karşısında Erdoğan, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Libya’daki mücadelesi sadece bir hak mücadelesi değil, istiklal mücadelesidir. Sadece mavi vatan ve onu savunmak o derece önemlidir… Nasıl 1 asır önce Sevr’i yırtıp attıysak, Doğu Akdeniz’de dayatılmaya çalışılan Sevr’e de boyun eğmeyeceğiz. Korsanlığa prim vermeyeceğiz” ifadesini kullanmıştı.

Bu sadece başlangıç

Bugün Erdoğan tarafından yapılan açıklamaya göre ise Fatih Sondaj Gemisi Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetti. Dahası Erdoğan “Kuyudan elde edilen veriler aynı bölgede yeni doğal gaz keşiflerinin kuvvetle muhtemel olduğuna işaret ediyor. Bu rezerv çok daha büyük bir kaynağın sadece bir parçasıdır. İnşallah devamı da en kısa sürede gelecek.” ifadesiyle de söz konusu keşfin 320 milyar metreküp ile sınırlı kalınmayabileceğini açıkça ortaya koydu. Olası keşifler neticesinde Türkiye’nin dışa bağımlılığı azalabilir ve dahası bir doğalgaz ihracatçısı haline gelebilir.

Erdoğan Akdeniz’deki faaliyetlere de hız verileceğini ve benzer bir keşif haberinin Akdeniz’den de beklendiğini sözlerine ekledi.

Dolayısıyla yerli ve milli imkanlarla yürüttüğü arama çalışmalarının neticesinde 21 Ağustos 2020’de tarihinin en büyük doğalgaz keşfini açıklayan Türkiye ulusal çıkarları ve egemenlik hakları doğrultusunda arama çalışmalarına devam edecek.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.