İspanyol basınından El Universo’nun haberine göre, İspanya, ABD’den F-35 savaş uçağı alımını iptal ettikten sonra rotasını Türkiye’nin milli muharip savaş uçağı KAAN’a çevirdi.
Haberde İspanya’nın bu hamlesinin Washington yönetiminde rahatsızlık yarattığı ancak Madrid yönetiminin önümüzdeki yıllarda savunma alanında Türkiye ile yakın iş birliği kurabileceği değerlendirildi. Ayrıca, bu kararın yalnızca bir tedarik tercihi değil, aynı zamanda İspanya’nın savunma politikalarında daha bağımsız bir çizgiye yönelmesinin işareti olduğu vurgulandı.
‘F-16’LARIN YERİNİ ALACAK’
El Universo, İspanya Hava ve Uzay Kuvvetleri’nin 2030’dan itibaren envanterine girmesi planlanan KAAN savaş uçaklarını satın almayı değerlendirdiğini yazdı. Haberde, “Türkiye, KAAN projesiyle F-16’ların yerini alacak hava üstünlüğü sağlayan bir savaş uçağı üretmeyi hedefliyor” ifadeleri yer aldı.
‘TÜRKİYE SAVUNMA LİGİNDE ÜST SIRAYA ÇIKTI’
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii tarafından geliştirilen KAAN’IN, beşinci nesil savaş uçakları üreten az sayıdaki ülke arasında Türkiye’yi konumlandırdığı ifade edilirken haberde “Uçak radar izini azaltan zarif ve köşeli bir tasarıma, gelişmiş aviyonik sistemlere ve üst düzey manevra kabiliyetine sahip, Türkiye savunma liginde üst sıraya çıktı” denildi.
Haberde KAAN’ın, sadece teknik özellikleriyle değil, Türkiye’nin ulusal savunma vizyonunu simgeleyen stratejik bir dönüm noktası olduğu ifade edilirken projenin, Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teknoloji yatırımlarından biri olarak görüldüğüne dikkat çekildi. Ayrıca Ankara’nın bu alandaki hedefinin, tamamen yerli motorlara sahip bir platform geliştirerek dışa bağımlılığı sıfıra indirmek olduğu da vurgulandı.
Öte yandan El Economista gazetesi de Madrid yönetiminin, KAAN’ın alımını mevcut Eurofighter filosuna tamamlayıcı bir adım olarak değerlendirdiğini ifade ederek “Bu sayede İspanya, altıncı nesil savaş uçağı FCAS projesi tamamlanana kadar aradaki dönemi modern Türk teknolojisiyle köprülemeyi hedefliyor” denildi.
İspanya ile Türkiye arasındaki bu olası savunma işbirliği, bu yılın ikinci önemli temasını oluşturuyor. Hatırlanacağı üzere İspanya, mayıs ayında pilot eğitiminde kullanılan F-5 uçaklarının yerine Türkiye’nin Hürjet modelini incelemeye başlamıştı. Bu temaslar, iki ülke arasında güvenlik ve teknoloji alanında büyüyen bir ortaklığın sinyali olarak değerlendirildi.
Uzmanlara göre, eğer anlaşma hayata geçerse bu durum Avrupa’da Türk savunma sanayisine duyulan güvenin somut bir göstergesi olacak. Türkiye’nin, son yıllarda geliştirdiği SİHA’lar, milli deniz platformları ve hava savunma sistemleriyle yakaladığı ivme, artık Avrupa’nın da dikkatini çekmiş durumda.
El Universo, KAAN projesiyle Türkiye’nin, sadece yeni bir savaş uçağı geliştirmiyor; aynı zamanda kendi teknolojik kaderini belirlediğini ifade etti. Bu sayede Türkiye’nin, 21. yüzyılın en kritik alanlarından biri olan savunma havacılığında tam bağımsız üretim hedefini adım adım gerçeğe dönüştürdüğüne dikkat çekildi.
El Universo’nun değerlendirmesine göre, “KAAN, Türkiye’nin mühendislik kapasitesini küresel ölçekte kanıtlayan bir başarı hikayesi olarak öne çıkıyor.” Avrupa basınında da giderek daha sık yer bulan Türk savunma projeleri, Türkiye’nin NATO içindeki rolünü güçlendiren ve jeopolitik etkisini artıran bir unsur olarak görülüyor.
Uzmanlar, İspanya’nın KAAN’a yönelmesinin “Avrupa savunma haritasında Türkiye’nin yükselişini resmen tescillediği” yorumunu yapıyor. Bu gelişme, Ankara’nın sadece bir üretici değil, aynı zamanda teknoloji ihraç eden bir stratejik ortak haline geldiğini gösteriyor.
