Bakan Akar: Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz yoktur

Milli Savunma Bakanlığı ile bağlı ASFAT A.Ş. arasında imzalanan protokol kapsamında, ASFAT ana yükleniciliğinde, TÜBİTAK SAGE’nin teknik desteğiyle yapılan 1.000 adet HGK-82 hassas güdüm kitinin teslim töreni gerçekleştirildi. Etimesgut’taki 3’üncü Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde gerçekleşen törene, Millî Savunma Bakanı Akar ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın yanı sıra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ile Kuvvet Komutanları katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan törende konuşan Bakan Akar, hassas güdüm kitleri üretiminin Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonlarında sivillere, çevreye, tarihî ve dinî yapıları korumaya verdiği önemin en önemli göstergelerinden biri olduğunu belirtti.

TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilecek ve Hava Kuvvetleri Komutanlığının gücünü perçinleyecek Millî Ramjet Motorlu Hava-Hava Füzesi Gökhan’ı ve devam eden diğer yerli ve millî projelerin sonuçlanarak envantere girmesini heyecanla beklediklerini dile getiren Bakan Akar, “Tüm bu projeler, ülkemizin savunma alanında dışa bağımlılığının azaltılması ve TSK’nın etkin, caydırıcı, saygın niteliklerinin artırılmasına yönelik hayati önemi haiz projelerdir. Bu nedenle durup dinlenmeden, yılmadan yorulmadan, gece gündüz azim ve kararlılıkla çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği, destek ve teşvikleriyle yüksek teknolojiye dayalı savunma sanayiimizdeki yerlilik ve millîlik oranımız artık yüzde 70’leri aşmış bulunuyor. Hedefimiz bu oranı, 2023 yılında % 75-80’lere taşımaktır. Bunun için gerekenleri yapmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.

Geçmişte piyade tüfeğinin dahi yurt dışından tedarik edildiğini hatırlatan Bakan Akar, artık millî piyade tüfeğini, savaş gemisini, fırkateynlerini, İHA/SİHA’larını, Fırtına obüslerini,  ÇNRA’larını, Atak helikopterlerini, akıllı hassas mühimmatını tasarlayıp inşa, imal ve ihraç seviyesine gelindiğini vurguladı.

İnsan kaynağına, potansiyeline ve bunu güce dönüştürecek savunma sanayi firmalarına yönelik güvenlerini dile getiren Bakan Akar, şunları söyledi:

“Savunma sanayimiz devletimizin ve hükûmetimizin kararlı duruşu, mühendislerimizin, bilim insanlarımızın, sanayicilerimizin ve işçilerimizin gayretleriyle dünyada adından söz ettirmeye devam edecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın direktifleri doğrultusunda kamu, vakıf şirketleri, özel sektör ve üniversiteler büyük bir sinerji ve koordinasyon içerisinde çalışarak çok daha ileri seviyelere ulaşacağımıza inanıyoruz. Artık cin şişeden çıktı. Hiçbir ülkeden geri kalmayacağız. İnancımız, sabrımız, azim ve kararlılığımızla çok daha büyük başarılar elde edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.”

“Hızlı değişim-dönüşüme ayak uydurmamız gerekiyor”

Meclis’e gelen MKEK’nin anonim şirket olmasını düzenleyen kanun teklifine yönelik de değerlendirmelerde bulunan Bakan Akar, “Gözbebeğimiz olan MKEK çağın gereklerine uygun, rekabet gücü yüksek, etkin ve esnek hâle getirmeye çalışıyoruz. Amacımız, gayretimiz bu. Zira hızlı değişim-dönüşüme ayak uydurmamız gerekiyor.” diye konuştu.

MKEK’yi, modern ve dinamik bir yapıya kavuşturmak, üretim kapasitesini artırmak ve savunma sanayisine daha büyük katkılar sağlayan bir kurum yapmaya yönelik amaçlarını dile getiren Bakan Akar, şunları söyledi:

“İyi niyetli şekilde kaynaklarımızı daha verimli kılmak istiyor, bunun için gayret sarf ediyoruz. Her zaman vurguladığımız gibi yurt içi ve sınır ötesinde kahramanca ve fedakârca görev yapan Mehmetçiğin yerli ve millî araç, gereç ve mühimmatla donatılmasını milli bir görev olarak görüyoruz. Herkesi de bu konuda yapılan çalışmaları desteklemeye, anlamaya davet ediyoruz.”

“Ülkemiz ve Afganistan’ın menfaatleri için uygun sonuç elde etmek istiyoruz”

Afganistan’ı “Asya’nın kalbi” ve kritik öneme sahip bir ülke olarak nitelendiren Bakan Akar, Türkiye ile Afganistan arasında köklü tarihi ve kültürel bağlar bulunduğunu belirtti.

Bakan Akar, Türk-Afgan diplomatik ilişkilerinin 100’üncü yılı olduğunu anımsatarak, “1921 tarihli Türk-Afgan ittifak anlaşmasında da ifade edildiği gibi ‘iki ülkenin kaderi ve saadeti birbirinindir’. Dolayısıyla Türkiye, her zaman kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğu Afganistanlı kardeşlerimizin barış, güven ve istikrar içerisinde yaşaması için büyük gayret sarf etmiştir, Buna devam edeceğiz.” diye konuştu.

Türkiye’nin BM kararları çerçevesinde 2002’de ilk göreve başlandığı andan itibaren Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvvetine, 2015’ten itibaren de NATO’nun Kararlı Destek Misyonu’na katkı sağlamayı sürdürdüğünü aktaran Bakan Akar, Türkiye’nin buralardaki başarılarının herkes tarafından büyük bir saygıyla takip edildiğini söyledi.

Bakan Akar, TSK’nın hâlihazırda Kabil Eğitim Yardım Danışmanlık Komutanlığı görevini de yürüttüğünü dile getirerek, şunları kaydetti:

“Bugüne kadar elde edilen kazanımların korunması ve bu kapsamda 6 yıldır sürdürdüğümüz Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın işletilmesi sorumluluğunun gerekli şartlar sağlanırsa tarafımızdan devam ettirilmesi söz konusu. Bu konuda görüşmeler devam ediyor. Bu hususu diğer ülkelerle beraber nasıl yapabiliriz konusunu çalışıyoruz. Bu kapsamda ABD teknik heyeti de bugün Bakanlığımıza geldi. Görüşmelerimiz başladı, devam ediyor. Şu an için alınmış bir karar yok. Mevcut personelimizin dışında bölgeye giden personelimiz de bulunmamaktadır. Ülkemiz ve Afganistan’ın menfaatleri için uygun sonuç elde etmek istiyoruz. Amacımız, Afgan kardeşlerimizin güvenlik, huzur ve refahı için katkılarımızı devam ettirmektir.”

“Bizim kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında gözümüz yoktur”

Türkiye’nin, bölgesinde ve dünyada tüm sorunların uluslararası hukuka uygun olarak, barışçıl yöntemlerle ve iyi komşuluk ilişkileri içinde çözülmesinden yana olduğunu dile getiren Bakan Akar, “Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’taki sorunların da diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine samimiyetle inanıyor ve bunun için çaba sarf ediyoruz.” diye konuştu.

Bu kapsamda Yunanistan ile istişari görüşmelerin ve NATO Ayrıştırma Usulleri Toplantıları’nın yapıldığını, “Güven Artırıcı Önlemler” çerçevesinde dördüncü toplantının birinci bölümünün de video telekonferans yöntemiyle gerçekleştirildiğini anımsatan Bakan Akar, şunları kaydetti:

“Bizler daima pozitif gündeme odaklanmak istiyoruz. Fakat maalesef kimi zaman Yunan muhataplarımızın provokatif eylem ve söylemleriyle karşılaşıyoruz. Örneğin; 1988 yılında karşılıklı olarak yaptığımız Atina Mutabakatı var. Bu kapsamda 15 Haziran – 15 Eylül arası tarihlerde ve millî günlerimizde, tatbikat gibi faaliyet yapılmamasına dair moratoryum olmasına rağmen maalesef buna uyulmadığını görüyoruz.

Ayrıca Yunan komşumuzun beyhude silahlanma gayret ve çabalarının, en büyük zararının Yunan halkına olacağı görülmeli, bilinmelidir. Yunan halkının kaynakları boşa harcanmamalıdır. Barış ve istikrar için en doğru, en kolay çözümün birbirimizin hakkına, hukukuna riayet edilmesi ve böylece iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesiyle mümkün olacağı da artık anlaşılmalıdır. Her zaman belirttiğimiz gibi, biz bu coğrafyanın zenginliklerinin bölge ülkeleri arasında uluslararası hukuk çerçevesinde ve adil bir şekilde paylaşılmasından, barış içerisinde müreffeh bir geleceğin birlikte inşa edilmesinden yanayız.

 Açıkça ifade ediyoruz ki bizim kimsenin hakkında, hukukunda toprağında gözümüz yoktur. Ancak Kıbrıs dâhil, mavi vatanımızdaki hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta azimliyiz, kararlıyız ve buna muktediriz.”

Sözlerinin sonunda Hassas Güdüm Kiti’nin üretilmesinde, geliştirilmesinde emeği geçen TÜBİTAK SAGE ve ASFAT çalışanlarına teşekkür eden Bakan Akar, “TSK personeli BM, NATO, AGİT, AB bünyesinde ve ikili anlaşmalar çerçevesinde Suriye’de, Irak’ta, Azerbaycan’da, Libya’da, Katar’da, Kosova’da, Bosna-Hersek’te, Somali’de, Afganistan’da ve daha birçok coğrafyada omuzlarındaki şanlı bayrağı atalarından aldığı ilhamla ve gururla taşımaktadır.” diye konuştu.

Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz de simetrik ve asimetrik tehditlerin bulunduğu bölge coğrafyasındaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti.

Günümüz gelişmelerine göre ihtiyaç duyulacak sistemlerin tasarlanmasını Hava Kuvvetlerinin olmazsa olmaz görevlerden birisi olarak nitelendiren Orgeneral Küçükakyüz,  “Uluslararası hukuk ve insani yaklaşımlar açısından  etkinin hassas olarak oluşturulması son derece önemlidir.  Hassas angajman yeteneği için sahip olmamız gereken en kritik sistemler millî olarak geliştirilmiş uzun menzilli akıllı mühimmatlar ile millî seyrüsefer ve konumlama sistemleridir.” diye konuştu.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı olarak hassas etki oluşturmadaki amaçlarını zamana, coğrafyaya ve meteorolojik koşullara duyarlı, her türlü hedefi noktasal olarak tesir altına alabilecek, çevresel hasarı sıfıra indirgeyebilecek yeteneklere sahip olmak olarak açıklayan Orgeneral Küçükakyüz, şunları kaydetti:

“İcra edilen teröristle mücadele, Barış Pınarı, Fırat Kalkanı, Bahar Kalkanı, Pençe-Kartal harekâtlarında envanterimizde bulunan millî akıllı mühimmatların sayısının ve çeşitliliğinin artması vesilesiyle her hava şartında yüksek hassasiyetle hedefler yüzde 100’e yakın başarı oranında etki altına alınabilmektedir. Her türlü ihtiyaca cevap verebilecek çeşitlilikte hassas lazer ve kanatlı güdüm kitleri uzak mesafe stand off mühimmatlar, lazer ve INS/GPS güdümlü sistemler ve SİHA’larımızda kullanılan MAM-L mühimmatları sayesinde  sabit ve hareketli hedeflere  yüksek başarı ve hassasiyetle nüfuz etme imkânı yakalanmıştır.  Yakın zamanda envantere girecek olan çok farklı ve geliştirilmiş akıllı mühimmatlar ile Göktuğ ailesi millî hava füzeleri için geri sayım heyecanını sinir uçlarımıza kadar hissetmekteyiz.”

Savunma sanayisindeki millî gelişmelerden duyulan gururu dile getiren Orgeneral Küçükakyüz, “Millî olarak ürettiğimiz akıllı mühimmatlarımızı kendi millî muharip uçağımızdan tevcih edip kendi coğrafi konumlama uydumuzdan sinyal kaynağını üretesiye kadar bizlere rahat olmayacaktır.” dedi.

ASFAT’ın ana yükleniciliğinde Türk Silahlı Kuvvetleri envanteri için üretilen Hassas Güdüm Kiti-82, Makine Kimya Endüstrisi (MKE) tarafından üretilen 500 librelik MK-82 genel maksat bombalarına akıllı ve hassas vuruş kabiliyeti kazandırarak, bombaları her türlü hava koşulunda kullanılabilen bir mühimmat hâline getirildi.

HGK-82 Projesi sayesinde MK-82 Genel Maksat Bombaları, yaklaşık 15 deniz mili menzil kadar 1-2 metre hassasiyetle tanımlanan hedefi vurulabilme kabiliyetine erişti. 

Projenin paydaşı TÜBİTAK SAGE tarafından yerli ve milli olarak geliştirilen, kalifikasyonu tamamlanan Küresel Konumlandırma Sistemi-KAŞİF, ilk defa bu proje kapsamında TSK kullanımına sunuldu.  Böylece HGK-82’de yerli ve millîlik oranı % 80’lere ulaştı.

Editör : SavunmaTR Haber Merkezi

Buy JNews Buy JNews Buy JNews
REKLAM

Benzer Haberler

Hoşgeldiniz

Aşağıdaki hesabınıza giriş yapın

Şifrenizi Sıfırlayın

Şifrenizi sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi giriniz.