PAVO Group bünyesindeki şirketlerden biri olan Pavelsis, aviyonik sistemler alanında uzmanlaşmış bir firma olarak ön plana çıkıyor.
Bu kapsamda Türk Havacılık ve Uzay Sanayii’nin (TUSAŞ) geliştirdiği birçok platformun aviyonik sistemlerini geliştiren Pavelsis, KAAN Projesinde de önemli bir rol üstleniyor.
Pavelsis Genel Müdürü Sinan Ali Tok, geliştirdikleri yeni nesil teknolojilerle ilgili SavunmaTR’ye özel açıklamalarda bulundu.
Öncelikli olarak Pavelsis’in kuruluş hikayesini anlatan Sinan Ali Tok şu ifadeleri kullandı;
“Pavelsis 2019 yılının sonunda Pavotek’ten spinoff olarak kurulan bir firmamız. Aslında Pavelis ekibi de Pavoda serüvenine 2008 yılında başladı.
2008 yılından beri bu projeler içerisinde ve sadece aviyonike odaklanmış bir ekip.
Bunun işte 2013’lü yıllarda aviyonik müdürlüğü, 2016’lı yıllarda direktörlüğü 2019 dokuz yılında da standartlar gereği belli başlı ayrımlardan dolayı spinoff edilip Pavelsis firması kurulmuş oldu.
Yaklaşık Pavelsis olduktan sonra da 20 25 kişilik bir ekiple spinoff olduk. Geçtiğimiz 3-4 senelik süre zarfında da yaklaşık 100 kişiye ulaşmış olduk ve Türkiye’de yapılan birçok platformun içerisine ürünlerimizi aslında Yerleştirmiş olduk.
Tasarımlarımızı bu taraflara koymuş olduk. Bu noktadan sonra da artık hani yurt içi ve yurt dışı tasarımlarımız da artık daha olgun hale getirip farklı platformlarda yerleştirmeye başlıyoruz.”
“Biz uçan her türlü platformun içerisindeki elektronik sistem tasarlayan bir firmayız”
Aviyonik sistemlerin gelen olarak neler olduğunu anlatan Tok;
“Aviyonik genel olarak havacılık elektroniği aslında açılımı da o şekilde, biz uçan her türlü platformun içerisindeki elektronik sistem tasarlayan bir firmayız.
Platformun kendisiyle çok fazla uğraşmıyoruz ama uçması için ne gerekiyorsa uçuş kritik ya da görev kritik sistemleri tasarlayan firmayız. Bunun donanım tasarımını mekanik tasarımını htl tasarımını ya da software varsa software tasarımlarını gerçekleştiriyoruz.” ifadelerini kullandı.
“İlk takside de ilk uçuşta da ürünlerimiz uçak içerisinde yer aldı”
KAAN sürecinin Pavelsis adına nasıl geliştiğini anlatan Sinan Ali Tok;
“KAAN’nın aslında çok daha öncesinde başlamıştı ama imza süreci biraz gecikti. Başlangıçta projenin olgunlaşma aşaması, teklif süreçleri daha uzun sürdü ama yanlış hatırlamıyorsam 2021 yılında ilk sözleşmemizi imzaladık ve güç dağıtım birimlerini uçaktaki aslında bütün güç dağıtım birimlerini içeren bir sözleşmeye imza atmış olduk. Başlangıçta biraz daha konsept tasarım, isterlerin oturması gibi geçse de ilerleyen zamanda bu hızlı bir şekilde ürünleşmeye dönmeye başladı. İlk takside de ilk uçuşta da aslında ürünlerimiz uçak içerisinde yer aldı ve bu şekilde de ürünleri aslında çalışır vaziyete getirmiş olduk.” diye konuştu.
“Birçok platformda varız”
TUSAŞ’ın geliştirdiği birçok platformda görev aldıklarını ifade eden Pavelsis Genel Müdürü;
“Söylediğim gibi birçok platformda varız ama son zamanlarda gündem olan ANKA-3 içerisinde de hani birden çok ürünümüzle aslında yer almaktayız. ANKA’da AKSUNGUR’da ŞİMŞEK’de aslında bunlar içerisinde ürünlerimiz var olmakta. Belli başlı ürünlerimiz aslında tasarımı biten ürünlerimiz yeni platformlara dahil olabiliyor. Yeni platformlar için yeniden tasarımlar da yapabiliyoruz. Bunun haberleşme sisteminden aslında uç bağlantı birimlerine kontrol sistemlerinden servo birimlerine kadar hepsini gerçekleştiriyoruz.” dedi.
“O emeğin vermiş olduğu haz da hiçbir şey de yok”
KAAN Projesinde yer almanın vermiş olduğu gururun tarif edilemez bir mutluluk olduğunu dile getiren Pavelsis Genel Müdürü Sinan Ali Tok son olarak şu ifadeleri kullandı:
“Dediğiniz gibi ben genel müdür olarak görev yapsam da ben mühendisim ve aslında bütün aşamalarında sürecin bulunmaya çalışıyorum. Bulunmak istiyorum. Süreç içerisinde KAAN’nın çalışma ekibinin bazı röportajları izledim. TUSAŞ’ın verdiği cidden çok güzel bilgiler var. İnsanların aslında çalışanların, mühendislerin ne kadar efor sarf ettiği ve bu işe ne kadar inanmışlıklarıyla ilgili aslında bunun dar bir kapsamı da burada var.
Aslında gerekli olduğu her yerde platformun başındaydık ve aslında orada katabileceğimiz maksimum değeri katmaya çalıştık. Aynı durumumuz burada da gerçekleştirmiş olduk aslında. Hani bu kadar kısa süre zarf zarfında Hani böyle bir işi sonuçlandırabiliyor olmak biraz şey gerektiriyor, özveri gerektiriyor ve inanmışlık gerektiriyor. Sağ olsun bütün ekip arkadaşlarımızla beraber hani geceli gündüzlü çalıştık lafını şey yapmadan hani abartmadan söylüyorum o şekilde çalışarak aslında belli bir yere gelmiş olduk.
Bu noktada hani teknolojik kazanım olarak yaptığımız ürünler hani Türkiye’de belli başlı gerilim seviyelerinde özellikle ilk defa yapılan ürünler dünyada örnekleri vardır. Kesinlikle vardır ama Türkiye’de ilk defa yapılan ve uçaktaki neredeyse her türlü cihaza dokunuyorsunuz. Hani güç dağıtım birim olduğu için bir yerde bir üretiliyor, üretmesi de zordur, bir yere geliyor, tek bir noktadan ve buradan aslında dağılarak bütün uçağa gidiyor ve uçaktaki bütün sistemlerin her türlü problemi doğrudan bu kutuya gelmiş oluyor ya da karakteristik farklılıkları aslında hani bu da birçok şey kazandırıyor. Hani görmediğiniz tecrübe etmediğinizi düşünmediğiniz birçok şeyi görebiliyorsunuz sahada. Buradaki testlerle sahadaki testler o yüzden bir değil, aynı değil ama sahadaki o uğraşmışlığın, o emeğin vermiş olduğu haz da hiçbir şey de yok.”