[wpcc-iframe src=”https://open.spotify.com/embed-podcast/episode/2ACHNEll3IRUXyw5HbZQyu” width=”100%” frameborder=”no” height=”152″ scrolling=”no” allowtransparency=”true” allow=”encrypted-media”]
Türkiye Cumhuriyeti’nin bu konunun araştırılmasına yönelik çabaları ve özgüvenine karşı neredeyse bütün dünya üç maymunu oynuyor. Arşivlerin açılmasına şedit bir şekilde karşı çıkılıyor. Ancak haritada Ermenistan’ın yerini gösteremeyecek kadar konuya uzak olan ABD, Fransa ve bazı ülkelerden parlamenterler/senatörler, meclislerinde bu sözde soykırıma kabul oyu veriyorlar.
Türkiye bu konuda bir asrı geçkin bir süredir baskı görüyor. Ancak burada görülen baskıdan çok daha can sıkan konu, ‘asıl mezalime uğrayan Türkler olduğu halde’ bunun tam tersi olan ve iftira ile kaim görüşün hakim olması.
Bu hakimiyetin kaynağında lobilerin olduğu çok açık. Çünkü tarihçiler meseleye politik merciler açısından kesinlikle dahil edilmiyorlar. Özellikle ABD’deki Ermeni lobisi, para ve oy karşılığında ABD meclisini bu konuda resmen satın alıyor; hem de dünyada “hatta Türkiye’de” tam olarak ne olduğu konusunda fikir sahibi olunulmadığı halde…
Tüm bunlara karşın, Anadolu topraklarında Türklere yaşatılan Ermeni zulmü ve hıyaneti kitaplara sığmayacak kadar acı ve nicelikli hatıralarla dolu.
Kadın, çocuk, yaşlı demeden sivil katleden bir terörist: Ermeni çeteci Andranik Ozanyan
Başlıktaki isim Ermeni bağımsızlık hareketinin sembollerinden bir çeteci. Bugün Giresun iline bağlı Şebinkarahisar ilçesinde (o günkü adıyla Karahisar-ı Şarkî) doğmuştur. Henüz 20 yaşındayken ayrılıkçı fikirler zihninde önemli yer edinmiş olan bu eşkıyanın, ilk cinayeti babası ile tartışma yaşayan bir Türkü öldürerek gerçekleşmiş ve ardından Andranik Ozanyan, İstanbul’a kaçarak faşist Hınçak örgütüne katılmıştır.
Burada da durulmayan Ozanyan, İstanbul’da bir polisi öldürüp Gürcistan Batum’a kaçmıştır.
İşlediği bu ikinci cinayetin ardından, kitlesel cinayetlere varacak çetecilik hayatı işte bu kaçışı ile başladı. Bugün Batman’da bulunan Sason’a Sarıkamış üzerinden giderek katil Serop çetesine katılan Ozanyan, Serop’un bir çatışmada ölmesi ile onun intikamını almış ve çetenin başına geçmiştir.
İsmi çete lideri sıfatıyla ilk olarak, Osmanlı askerlerinden kaçarken sığındığı bir manastırda; çocuk, öğretmen ve tüm çalışanları rehin almasıyla duyuldu. Yetim ve öksüzleri kaçırmaya yeltendiler ancak dört tabur askerin manastırın etrafını sarmasıyla başarılı olamadılar. Bu hareketiyle Andranik Ozanyan’ın asıl hedefi –bugün Ermenistan’ın her zaman yaptığı gibi- Rusya ve Avrupa’nın dikkatini çekmekti. Ozanyan teslim olma şartlarını şöyle sıraladı: “Siyasi suçluların serbest bırakılması, Kürtlere dağıtılan silahların toplanıp suçluların cezalandırılması ve Ermenilerden alınan toprakların iadesi.”
Dikkat çekmeyi başarmıştı; küçük tarihleri boyunca Ermenistan’a hep ‘babalık’ yapan Rusya’nın o dönemki konsolosunun girişimleriyle, Andranik Ozanyan ve çetesi manastırdan kaçmayı başarmıştı.
Arkasına Avrupa’yı alan bir terörist
Özellikle Avrupa bu teröriste tolerans tanımaktan hiç vazgeçmedi. Manastır baskınından sonra birkaç sene sesi soluğu çıkmayan Ozanyan durulmuş değildi; 1904 senesinde Batman’da tertiplediği ayaklanmanın altyapısını hazırlıyordu. Uzun zaman hazırlandı ancak Osmanlı askerleri 1000 kişilik bu ayaklanmayı rahatlıkla bastırdı, çetecilerin ekserisi öldürülmüştü. Muş’a giden Andranik Ozanyan, Avrupa’nın yardımıyla Kafkaslara kaçınca isyan hareketlerinin başarısında dış destek olmadan imkan olmadığını anlamıştı.
(Bulgar Kralı Ferdinand)
O yıllarda çete ve zulüm denince akla ilk gelen yerlerden biri olan Bulgaristan’a giden Ozanyan, kendi gibi terörist yetiştirmek üzere bir okul kurdu ancak maddi yetersizlikten dolayı sürdüremedi. Daha çok destek toplamak için Avrupa’yı gezmeye başladı. Yıl 1912 olduğunda Balkan Savaşı patlak vermişti. Birçok Müslüman köyünü basarak ateşe veren, kadın/çocuk/yaşlı demeden katleden soykırım sevdalısı faşistlerden biri de Bulgar cephesinde yerini alan Andranik Ozanyan’dı. Bu zulmü Avrupa tarafından taltifsiz bırakılmadı; Bulgar hükümeti kendisini madalyaya boğarken, Bulgar kralı Ferdinand onu maaşa bağladı…
Rusları bile şaşırtan Ermeni mezalimi
I. Dünya Harbi’nin başladığı yıllarda Andranik, Rus ordusuna katılarak lojistik destek sağlamak ve kılavuzluk etmekteydi.
1915’te Van’ın düşmesiyle Bitlis’e ilerleyen Andranik Ozanyan Bitlis’e ilerledi ve yol üstünde geçtiği ne kadar köy varsa ya talan etti ya da insanlarını öldürdü. Ozanyan ve onun gibilerin sergiledikleri vahşet öyle bir noktaya gelmişti ki, Rus komutanlar bu durumdan ziyadesiyle rahatsız olup durumun katlanamaz boyutlara ulaştığını ifade ettiler ve çeteleri dağıtarak onları Rus ordusuna kattılar.
Bolşevik ihtilali olmuştu. Rusların Doğu Anadolu’dan çekilmesiyle Ermeniler Türklerle baş başa kaldı. Ancak yine çatışmaktan çekindiler ve bunun yerine köy basarak/yakarak katliam yapmaya devam ettiler.
Üzerindeki birçok Rus madalyası ile Erzurum’a gelen Andranik, merkez komutanlığını ele geçirdi. Türk ordusunun Erzincan’ı alarak Erzurum’a ilerlemesinden korkan Ozanyan’ın avanesi kaçmaya başladı. Bu durumdan tedirgin olan Ozanyan, çetesindeki firarları önlemek için infazlara başladı. İşin sonunda kendisi de korkan Andranik Ozanyan yine birçok masum köylüyü katlederek kaçtı.
Andranik Ozanyan’ın bu seferki durağı Gümrü olmuştu. Çeteciliği canlandırmak istiyordu. Tabi bunu yaparken artık insan öldürmeyi hobi haline getiren bu azılı katil orada da katliam yapmaktan geri durmadı.
Daha sonra petrol bölgesi Zengezur’u ele geçirdi ancak 1918’de Nahçıvan’da çok ağır bir yenilgiye uğradı. Şaşkına dönen Ozanyan bu defa kendisinden yardım isteyen Karabağ Ermenileri ile görüşmek üzere Şuşa’ya geçti. Burada da savunmasız halka alçakça saldıran Ozanyan, Osmanlı askerlerinin geldiğini öğrenince savaşı göze alamayarak güneye çekildi.
Hiçbir sonuç elde edemeyen insanlık düşmanı Ermeni çeteci Ozanyan, Batum üzerinden 1919’da Paris’e gitti.
Kendi yaptığı tüm katliamları Avrupa’yı karış karış gezerek Türkler yapmış gibi anlattı!
Her zamanki gibi sıkışınca Avrupa’ya kaçan Andranik Ozanyan yine taltifsiz bırakılmamıştı. Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Poincare tarafından Legion de Honour madalyasına layık görüldü. Fransa, İngiltere ve ABD’de Türk topraklarını bölüp Büyük Ermenistan denilen kuru hayali için destek aradı. Öyle ki, yaptığı tüm katliamları çeşitli toplantılarda Türkler yapmış gibi anlatarak propaganda yaptı.
1927 yılında ABD’de ölen Andranik Ozanyan, cenazesinin Doğu Anadolu’ya gömülmesini vasiyet etse de değil Doğu Anadolu, SSCB cesedi Erivan’a bile sokmadı. Ozanyan’ın mezarı ancak 2000 yılında Erivan’a taşınabildi.
Eğitimsiz ve barbar katil Andranik Ozanyan, Türk askeri ile çatışmaktan hep kaçınmış kendine hedef olarak sivil ve savunmasız halkı seçmişti. Öyle ki, adına yazılan “Andranik kardeş, gidelim Türkiye’ye, Kıralım Türkleri olsun Ermenistan” marşındaki dizeler bu gerçeği apaçık ortaya koymaktadır.
Bugün hala kahraman gözü ile bakılan bu acımasız terörist bütün unvan ve madalyalarını Türkleri katletmek suretiyle elde etmiştir ve o dönem Anadolu ve Balkan insanına zulmeden; Bulgar, Makedon, Ermeni çeteci/faşistlerden sadece bir tanesidir. Andranik Ozanyan gibi örnekler kitaplara sığmayacak büyük katliamlara yol açmışlardır. Ancak gelin görün ki bugün hala sözde Ermeni soykırımı yalanını sürdüren -demokrasi ve ilke havarisi büyük güç ABD başta olmak üzere- birçok devlet Türkiye’ye baskı uygulamaktadır. Ancak tarih adaletinden asla ödün vermez!..
Kaynak:
Prof. Dr. Haluk Selvi, Kafkaslardan Balkanlara Katliamcı Bir Çete Reisi: Adranik Ozanyan, www.turksandarmenians.marmara.edu.tr
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi