Amerikan kamuoyunda geçtiğimiz günlerde Orta Doğu’dan gelen şiddet görüntüleri gündemin başlıca konularındandı. İsrail’in Filistin’e yönelik saldırıları ABD’de de geniş yankı buldu. Başkan Joe Biden ise Beyaz Saray’daki görevinin başından bu yana verdiği ilk önemli dış politika sınavında çok fazla eleştiriye maruz kaldı.
Başkan Biden ve ekibinin, İsrail’in Filistinlilere uyguladığı orantısız güç ve hava saldırılarında yaşamını yitiren sivillerle alakalı yeterince sert tepki vermemesi oldukça tepki çekti. Demokrat Parti içinde de konuyla alakalı bölünmüşlüklerin olması dikkat çekti.
ABD kamuoyundan gelen tepkiler üzerine Beyaz Saray, Joe Biden’ın perde arkasından şiddetin azaltılması ve saldırıların azaltılmasına yönelik diplomasi yürüttüğüne dair bir açıklama yapmıştı.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki; İsrail ve Filistin halklarının acılarına son vermek adına “sessiz ve yoğun” bir diplomasi yürüttüklerini dile getirdi. Ancak, Demokrat Parti içerisindeki özellikle yenilikçi kanadın öncülük ettiği grup için bu açıklamalar çok etki oluşturmadı. Yenilikçi kanadın içindeki bazı isimler İsrail’e yönelik çok daha sert bir tutumla yaklaşılmasından yana.
Bu İsrail’e yönelik sert tavırlar takınan isimlerin başında ise Bernie Sanders geliyor. Sanders, ABD Senatosu’nun bağımsız senatörlerinden ancak Demokrat Parti’ye daha yakın bir isim. Partide güçlü bir figür olan senatör, 2016 ve 2020 seçimlerinde başkan aday adayıydı ve iki süreçte de finale kalan isim olmuştu. Şu anda ise Senato Bütçe Komisyonu Başkanı olarak ABD Senatosu’ndaki görevine devam ediyor.
Senatör Sanders, İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu’yu otoriter ve ırkçı olarak niteliyor ve İsrail’e yapılan askerî yardımın yeniden değerlendirilmesini istiyor. Ancak, bu konuda yapılan çağrıların ABD yönetimi nezdinde bir sonuca varması oldukça zor görünüyor.
Editör : SavunmaTR Haber Merkezi
