İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
İsrailli 100 subay, muhtıra niteliğinde bir mektuba imza attı!
Jerusalem Post’ta yer alan haberde konuyla ilgili detay bilgilere yer verildi.
İsrail Güvenlik Kabinesine gönderilen mektuba imza atan subaylar, İsrail Savunma Kuvvetleri’nin iki ana hedefini ele alarak söze başladı. Bu hedefler, Hamas’ın tamamen yok edilmesi ve tüm rehinelerin başarılı bir şekilde serbest bırakılması yönündeydi.
Mektuba göre Gazze’deki askeri operasyonlarda gidişatın memnuniyet verici olduğu kaydedildi. Ancak subaylar, mektubun devamında İsrail’in operasyon bölgesindeki yedek kuvvetleri dağıtıp Gazze’den çıkarmaya başlamasından rahatsız olduğunu ifade etti.
Jerusalem Post, bu noktada mektuptaki ifadeye açık bir şekilde yer verdi. Subaylar: ‘’İsrail Savunma Kuvvetleri’nin tugayları dağıttığını görüyoruz ve hemen şu sorular ortaya çıkıyor: Başarmak için belirlediğimiz hedeflere ulaştık mı? Şu ana kadar başardıklarımızla ne yapabiliriz?’’ diye sordu.
İki soru da yine subaylar tarafından mektupta cevaplandı. Subaylar, şu ana kadar elde edilen başarıların önemli olduğunu, ancak “görevin tamamlandığını” iddia etmek için yeterli ilerlemenin olmadığını ileri sürdü. Onlara göre hala eve gönderilmemiş rehineler varken Gazze Şeridi sakinlerinin evlerine gitmelerine izin vermek sadece ‘’haksızlık’’ olarak nitelendirildi.
Subaylar, hedeflerine ulaşmanın zaman alacağını ve bunda sorun olmadığını da belirtti. Eğer İsrail Savunma Kuvvetleri hedeflere ulaşmadan Gazze Şeridi’ne dönüşlere izin verirse bunun istenmeyen etkiler yaratacağını ve İsrail ilerleyişinin duracağını savundular.
Mektupta, Güvenlik Kabinesi’nin mektubu ciddiye alması ve Gazze sakinlerinin geri dönüşlerinin engellenmesinin faydaları da sayıldı. Bu faydalar arasında Hamas’ın kendilerini masum siviller olarak göstermesinin engellenmesi, Hamas üzerinde baskının sürdürülmesi ve Hamas eylemlerine yanıt vermek yerine saldırı pozisyonunda kalınması yer aldı.
Savaş koşullarının sürdürülmesini isteyen subaylar mektubu, ‘’kazanana kadar geri dönmeyeceğiz’’ diyerek noktaladı.
Oysa operasyonun başından beri İsrail ordusunun sık sık dost ateşiyle kendi birliklerini vurduğu, hükümetin savaş masrafları dolayısıyla seferber edilen yedek birlikleri Gazze’den çekmeye çalıştığı, fon ve mühimmat bulmak konusunda ABD ile sık sık gerginlik yaşadığı biliniyor. Dolayısıyla bu mektubun gerçekleri ne kadar yansıttığı bir merak konusu olmaya devam ediyor.
